Bu çalışmada, Seyyid Vehbî Divanı’nında yer alan poetik içerikli dizelerden hareketle onun, şair karşılığında kullandığı kelime ve tamlamalar, bir şairde olmasını istediği şairlik özellikleri, şairle ilgili yaptığı benzetme unsurları, yaşadığı dönemin sanat ortamına bakışı, diğer şairlerle ilgili görüşleri belirlenmeye çalışılmıştır. Vehbî, şaire dair görüş ve düşüncelerini şiir anlayışında olduğu gibi Divan’ında daha çok kasidelerinin fahriye bölümlerinde ve gazellerinin mahlas beyitlerinde dile getirir. Ona göre bir şair, doğuştan, Allah vergisi bir şairlik kabiliyetine, hünere ve şiir ilmine, tatlı dile, güzel ve düzgün üsluba, herkesi kendine hayran bırakacak mucizevî bir söyleyişe sahip olmalıdır. Kendi şairliğini “tûtî, semend, nessâc, câsûs, Hz. İsa, Hz. Musa” vb. unsurlara benzeten şair, bunlar aracılığıyla tatlı dil, yenilikçilik, sürükleyicilik, etkileyicilik gibi çeşitli şairlik vasıfları arasında ilgi kurar. Vehbî, yaptığı değerlendirmelerde şair kelimesine çokça yer vermekle beraber şair karşılığında “allâme-i fenn, edîbân-ı sühan-dân, erbâb-ı nazm, hâme-kâr, hoş-lehçe, mu‘ciz-gû, nükte-perdâz, sühan-dân, sühan-perver, üstâd-ı fenn-i nazm, vâlî-i iklîm-i sühan” vb. kelime ve tamlamaları da kullanır. O, özellikle Vekâletnâme’sinde yaşadığı dönemin şiir ve sanat ortamını da değerlendirir, beğendiği şairleri ve beğenme sebeplerini belirtir, şikâyet ettiği ve rahatsız olduğu şairlik durumlarını da daha çok genel ifadelerle dile getirir. Bir dönem re’is-i şâ‘irânlık görevini de üstlenen Vehbî’nin şair(liğin)e dair yapmış olduğu bu poetik tespit ve değerlendirmeler, şairin kendi döneminin ve
In this study it is aimed to designate the words and phrases which Seyyid Vehbî had used instead of poet, poesy characteristics which he wanted to see on a poet, simile elements related to the poet, his perspective towards the art environment of his period, his opinions about the other poets based on the poetic verses in Seyyid Vehbî’s diwan. Vehbî mentions his opinions and thoughts related to the poet mainly in the compliment (fahriye) sections of his odes (kaside) and pseudonym (mahlas) couplets (beyit) of his lyrics (gazel). Pursuant to him, a poet is to have endowment, from birth poesy skill, talent, wisdom of poem, silver tongue, nice and neat tone, miraculous phraseology which will charm everybody. The poet likening his poesy to elements such as “parrot (tûtî), nimble horse (semend), woolen draper (nessâc), spy (câsûs), Jesus Christ (Hz.İsa), Moses (Hz. Musa)”; sets up relationship between varios poesy features such as silver tongue, innovativeness, engrossingness, expressiveness through the agency of those elements. In his appraisements Vehbî apart from giving place to the word poet, he also uses words and phrases such as “ science scholar (allâme-i fenn), literature teacher of neat and eloquent (edîbân-ı sühan-dân), competent of poem (erbâb-ı nazm), who writes well (hâme-kâr), nice dilect (hoş-lehçe), one who tells words of wisdom (mu‘ciz-gû), humorous (nükte-perdâz), elocution (sühan-dân), one who likes elocution (sühan-perver), expert of poetry science (üstâd-ı fenn-i nazm), ethnarch of region of elocution (vâlî-i iklîm-i sühan). He, especially in his Vekâletnâme evaluates the art and poetry atmosphere of his period; states his beloved peots and reasons of appreciation; and mostly by general expressions he mentions about the poesy situations which he complains about and ails. Those poetic evaluations and assessments regarding Vehbî’s poesy, who once took vice of all poets as a task, will have importance for the studies relating to the evaluation of his own period’s and Ottoman Poetry’s general poetica.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.