Cumhuriyet Dönemi Sonrası Türk edebiyatının önemli hikâye yazarlarından biri olan Mustafa Kutlu, günümüze dek yayımladığı yirmi altı hikâye kitabı ile hikâye sahasındaki konumunu sağlamlaştırmıştır. Kıssa geleneğine dayalı öyküleriyle modern insanın bunalımlarını ve değişen düzene karşı bozulmamış, saf Anadolu insanının hayat mücadelesini dile getirmiştir. İlk hikâyelerine romantik bir Anadoluculuk hakim olan yazar, daha sonraki hikâyelerinde kapitalistleşme ile birlikte sanayileşmenin yol açtığı olumsuz etkilere değinmiştir. Varoluşçu felsefenin izlerine rastladığımız eserlerinde Ioanna Kuçuradi’ den aldığı sanat dersleri ile dünyayı algılayış tarzından etkilendiği Nurettin Topçu’nun görüşlerini harmanlayarak Şark-İslam kültürünün bir sentezini oluşturmaya çalışmıştır. Sosyal-gerçekçi bir anlayışla kaleme aldığı hikâyelerinde mekânı insanın ünsiyet kurması gereken bir unsur olarak görmüştür. İçe yönelik bir mekân anlayışına sahip olan Kutlu, insanın ahlaki yönünün ve düşünüş tarzının yaşadığı mekâna aksedeceğini düşünür. Eserlerinde modern hayata ve köy yaşamına ait olan mekânların birbirinden farklı niteliklere sahip olduğu, yaşam tarzının yaşanılan mekâna yansıdığı dikkati çeker. Yaşadığı zaman ve mekândan hoşnut olmayan Kutlu, bu dünyadan uzaklaşmak için tasarlanmış bir mekân tasavvuru oluşturur. Çalışmamızda hikâyelerinde Şark hikâyeciliğinin yapı unsurlarını ve malzemelerini kullanan Mustafa Kutlu’nun bir iç mekân olarak “ev” i birey-mekân ilişkisi bağlamında ele alış şekli üzerinde durulmuştur. “Ev” başlığı altında, hikâye kahramanlarının yaşam alanı olarak ev ile olan etkileşimi esas alınmıştır. “Evi Kaybetmek” te belirli sebeplerden dolayı evlerini terk eden ya da terk etmek zorunda kalan kahramanların mekân ile olan münasebeti ilginç görüntüler oluşturur. “Eve Dönüş” te ise yıllar sonra doğup büyüdükleri memleketlerine, baba evine, vatanına dönen insanların rücu etme sebepleri irdelenmiştir. Mustafa Kutlu’nun hikâye kahramanlarının bir iç mekân olarak evi hem fiziksel hem de psikolojik durumlarına göre değişen bağlamda algıladıkları sonucuna ulaşılmıştır.
Mustafa Kutlu, one of the important Post-Republican period story writers, has proved his place in the modern day storytelling by publishing twenty-six story books so far. With the stories based on anecdote tradition, he expressed the depression of the modern man and the struggle of the pure Anatolian people against the changing order. The author, whose previous stories are dominated by romantic Anatolian culture style, touched upon the negative effects of the industrialization along with the capitalization in his later stories. In his works which we encountered the traces of the existentialist philosophy, he tried to construct a synthesis of Eastern-Islamic cultures by blending the art lessons from Ioanna Kuçuradi with the views of Nurettin Topçu who influenced him with the perception of the world. In his stories which he wrote with a social-realistic understanding, he regarded place as an element in which man should establish accustoming. Having an understanding of an inward-oriented place, Kutlu thinks that a person's moral orientation and his way of thinking will reflect on the place he lived. In his works, it is noticed that the places belonging to the modern life and the village life have different qualities and the way of life reflects on the living space. Kutlu, who is not pleased with time and space he lives in, creates an imagination of space designed to get away from this world. In our study, it was observed that how Mustafa Kutlu, uses structure and supplies of Şark literature, examined home as an indoor place as part of the relation of i
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.