Teknoloji takip edemeyeceğimiz bir hızda ilerlemeye devam ederken hükümetler eğitim kalitesini arttırmak amacıyla, teknolojinin eğitim öğretim faaliyetlerinin bir parçası olması için yatırımlar yapmaya yönelmektedirler. Ancak teknolojinin eğitim-öğretim faaliyetlerine olumlu katkılar yapabilmesi için hem teknolojinin hem pedagojinin hem de alan bilgisinin doğru bir biçimde harmanlanması gerekmektedir. Literatürde öğretmenlere sunulan hizmet içi eğitimlerin teknolojinin etkili bir şekilde kullanılması için yeterli olmadığı ve teknolojinin eğitim-öğretim faaliyetlerinde kullanımına yönelik eğitimlerin öğretmen yetiştirme programlarının bir parçası haline gelmesi gerektiği tartışılmaktadır. Bu kapsamda bu çalışmada lisans seviyesinde 22 üçüncü sınıf İngilizce öğretmen adayına bir yarıyıl boyunca verilmiş olan Bilgisayar Destekli Dil Öğretimi (BDDÖ) dersinin adaylar üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Araştırmada niteliksel vaka çalışması yöntemi takip edilmiş ve isimsiz geri dönütler, alan notları ve öğrencilerin hazırlamış oldukları teknoloji destekli ders planları veri olarak toplanmıştır. Elde edilen sonuçlar İngilizce öğretmen adaylarının yarı yıl sonunda teknolojiyi eğitimsel amaçlarla kullanmaya yönelik öz-güvenlerinin ve öz-yeterliliklerinin artmış olduğunu ancak bir kaç istisna dışında pek çok ders planında teknoloji kullanımının bir eklenti (add-on) olmanın ötesine geçemediğini ortaya koymuştur. Bu durumun düzeltilebilmesi için teknoloji kullanımı konusunda öğretmen adaylarına verilen teorik ders sayısının azaltılması ve daha fazla pratik yapabilecekleri uygulamalı ders sayısının arttırılması sonucuna varılmıştır. Bu sonuçlar aynı zamanda teknoloji, pedagoji ve alan bilgisine harmanlamaya yönelik eğitimlerin öğretmen adayı yetiştirme programlarının bir parçası haline gelmesi gerektiğini savunan araştırmacıları destekler niteliktedir.

While technology is moving at a pace that is difficult to catch on, governments are focusing on making investments on to include technology in the classrooms to be able to increase the quality of education they offer. However, in order for technology to be able to make an impact on the quality of education; both technology, pedagogy, and content should be taken into consideration. It is discussed in the literature that in-service training offered to teachers may not be enough for successful technology integration. Thus, such training should become an integral part of education offered during teacher education programmes. Within this context, this study investigated the perceived effects of a Computer Assisted Language Learning (CALL) module on 22 teacher candidates in their third year of studies. A qualitative case study was followed and the data included field notes during the term, anonymous course feedback at the end of the term, and technology enhanced lesson plans collected as final exams at the end of the term. Results suggested that teacher candidates’ self-confidence and self-efficacy in relation to using technology for teaching languages has increased. Nevertheless, with the exception of a few case, the use of technology reported in the technology enhanced lesson plans seemed to remain at a level that can be considered as add-on rather than integration. One way to overcome this issue might be to decrease the number of theoretical classes and increase the number of classes in which participants have hands-on experiences of using technology. The results also support discussions that training to mold technology, pedagogy, and content for a successful technology integration should start to be offered at undergraduate levels and become part of teacher education programmes.