Atasözleri toplumun kültürel bütünlüğünü, deneyimini, hayata karşı bakış açısını bir potada eritip ayrıca oluşturduğu sanatsal formla gelecek nesilleri aydınlatan bir kimlik niteliği taşır. Bu kimliğin içerisinde kullanılan bazı kavramlar bir şekilde cemiyetin hayatına dokunmuş ve ortak hafızasında yer etmiştir. Türk kültürü için dağlar bu kavramlardan biridir. Çünkü Türklerin tarih sahnesine çıktığı zamandan bugüne değin dağlar, yaşadıkları coğrafyanın bir gerçeği olmuştur. Bu gerçekle birlikte hayatlarını şekillendirmiş olan Türkler ayrıca dağları estetik bir değer olarak sanatsal ürünlerinde kullanmışlardır. Dağlar sadece atasözleri için değil gerek Türk halk edebiyatı gerek klasik Türk edebiyatın gerekse yeni Türk edebiyatın yararlandığı imgelerden biri olmuştur. Peki, dağların imgesel değerini oluşturan sebepler nelerdir? Hiç kuşkusuz dağlar öncelikle göze hitap eder. Dolayısıyla insan bilincinde dağlar, mekânsal nitelikleriyle belirir. Şekli ve hacmi ile ön plana çıkan dağlar, görüntüsü nedeniyle diğer tabiat elemanlarından ayrılır. İmgeselliği ortaya çıkarmak için de ilk olarak görüntünün niteliklerinin tespit edilmesi gerekir. Türkler için zamanla kültürel bir simge haline gelen dağların edebî sahada izinin sürüleceği mecra bu bakımdan toplumun en eski düşünce biçimini yansıtan kolektif birikimi olan atasözleridir. İncelememizde atasözlerinin genel bir tarifini verdikten sonra dağ kavramının atasözlerinde hangi mekânsal özellikleriyle yer edindiğini ortaya koymaya çalışacağız.
As proverbs include the cultural unity, experiences, and life perspective of a society, they enlighten the future generations with an artistic identity. The concepts used in this identity touch upon the lives of the people in a given society and leave a mark on their collective memory. For Turkish culture, mountain is one of these concepts for the reason that it has been an inevitable part of the geography Turks have been living in since they claimed their place in history. Hence, they have employed mountains aesthetically in their works of arts. Mountains have been an image (a subject matter) not only for proverbs but also for Turkish folk literature, classical Turkish literature, and modern Turkish literature. What makes the mountains imaginatively significant? For sure, they appeal to the eye. Thus, in the conciousness of people, they exist with their spatial qualities. In addition to coming to the fore thanks to their shapes and sizes, their appearances make them significant. To expose the imaginariness, the qualities of the image should be determined. Proverbs, which represent the collective and the oldest ways of thinking of a society, are the ones to track down the traces of mountains in literary platform. In this study, after a general description of proverbs, I intend to present the spatial characteristics through which the concept of mountain is studied in proverbs.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.