Türkiye’de eğitim alanının verili sürecine bakıldığında eğitim olgusunun bir ayrıştırma ve araçsallaştırma aracı olarak işlev gördüğü çeşitli tartışmalara konu olmuştur. Bu açıdan bakıldığında ortaöğretim düzeyinde eğitim-öğretim yapılan kurumlar yaklaşık 150 türe ayrılmıştır. Okul türü sayısının bu kadar çok çeşitli olması, ilk bakışta, çocuğu ilköğretimden mezun bir velinin tercihine sunulmuş bir seçenekler zenginliği olarak görülebilir. Fakat çok yönlü toplumsal eşitsizlikler içerisinde bulunan geniş toplum kesimlerine eğitimli olmanın/okumanın (diploma sahibi olmanın) bir çıkış yolu olarak sunulması ve günümüzde mit haline gelen bu olgu üzerinden eğitim alanının “kar-maliyet” anlayışıyla biçimlenmesi ve rekabet ilişkilerine açılması okul türü çeşitliliğini seçenek zenginliğinin dışında yorumlamalara açmıştır. Bununla birlikte, “okuma/eğitimli olma” mitinin “üniversiteyi kazanma” somutluğunda algılanması, rekabet ilişkilerini daha da anlamlı kıldığı düşünülmüştür. Bu doğrultuda bakıldığında, rekabetin en büyük taşıyıcısı olan sınavlar bir değerlendirme ölçütü olmanın dışında başka anlamlar ve pratikler de içerdiği kanaatini oluşturabilmiştir. Tam da bu nokta da sınavlarda gösterilen “başarı” düzeyi üzerinden ortaöğretim kurumları ve buralardaki eğitim paydaşları “başarılı”, “başarısız” olarak ayrıştırıldığı gözlemlenebilmektedir. Bu kapsamda bu çalışmanın amacı, zorlayan ve bu doğrultuda yaptırım içeren eğitim alanının toplumsal konumları belirlemede, bu konumlar arasındaki ilişkileri düzenlemede ve tüm bunlara meşruiyet oluşturmada ne tür politikaların, pratiklerin ve stratejilerin ortaya konulduğunu sorunsallaştırmaktır. 2010 yılında tamamlanan ve alanda eğitim paydaşlarının deneyimleri üzerinden nitel verilere dayanan “Bir Ayrıştırma Pratiği Olarak Ortaöğretim: Mamak Örneği” başlıklı doktora çalışmamın bu sorunsallaştırmaya yönelik bulgular içerdiği kanısındayım. Bu yönüyle doktora çalışmamdan derlediğim bu bölümde bulgulanan dinamiklerin aradan geçen 6 yıllık süreç temelinde geçerliliğinin ya da değişiminin gözlemlenebilirliği açısından da bu çalışmanın önemli olduğu düşünülmüştür.
There were 150 types of secondary education institutions (schools) in Turkish education system, when the present study had been planned on the secondary education institution in 2009. At first sight, this number of school type can be seen as a richness of options that responds to the
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.