Oryantalizm ve Avrupa’da Müslüman-Doğu’ya Dair Oryantalistik Çalışmaların Gelişimi

Author:

Number of pages:
133-156
Language:
Year-Number:
2017-Volume 12 Issue 1

Doğu-Batı ikileminde Doğu’nun Batı karşısında geri kalmışlığının bir nedenini de Batı’nın kavram dünyasında aramak gerekir. Bu kavram dünyasının merkezinde kuşkusuz Batı Avrupa vardır. Avrupa dünya tarihindeki egemenlik konumunu tanımlayıp, bu egemenliği meşrulaştırmaya yönelik bir söylem üretmiştir. Edward Said’in belirttiği gibi bu söylem de oryantalizmdir. Felsefi kökeni Hegel’e dayanan bu söylem, Avrupa/Avrupa-dışı veya Batı/Doğu ikilemine dayanır. Burada Batı, dinamizmi (yani kapitalizmi), akılcılığı (yani dini dogmadan arınmışlığı), liberal demokratik yönetim sistemini temsil ederken aynı zamanda eşsiz erdemlerle kutsanmış olarak tahayyül edilmiştir. Batı akılcı, çalışkan, üretken, fedakâr, tutumlu, dürüst, otoriter ve olgun, gelişmiş, becerikli, hareketli, bağımsız, gelişime açık resmedilmiştir. Özellikle Doğuysa Batı’nın karşısındaki öteki olarak akılcı olmayan, keyfi, tembel, üretmeyen, tahammüllü, cazip olduğu kadar egzotik ve karmaşık, despot, bozulmuş, çocuksu ve olgunlaşmamış, geri kalmış, pasif, bağımlı, durağan ve değişmeyen olarak betimlenmiştir. Bu çalışmada öncelikle Batı literatüründe “Doğu” terimi için kullanılan tanımlar ve tarih boyunca Doğu ve Batı arasında değişen sınır hakkında bilgiler verilecektir. Oryantalizmin tanımı yapılarak oryantalist söylemin Avrupamerkezci tarihyazımına etkisi irdelenecektir. Son olarak ortaçağdan 19. yüzyılın ortalarına kadar geçen süreçte Batı Avrupa ülkelerinde hem kişisel hem de kurumsal anlamda yapılmış oryantalistik çalışmalara yer verilecektir.

Keywords


In East-West contradiction, it is essential to consider Western conception as one of the reasons why Eastern world is still undeveloped. There is no doubt that West Europe is located in the centre of this conception. Europe has dominated their position in history and they have also developed discourses to legalisation of the domination. Edward Said states that this discourse is orientalism. The discourse, which the philosophical origin is came from Hegel, is based on European/Non-European or West/East contradiction. In this discourse, while West represents dynamism (capitalism), rationalism (non-religious knowledge), liberal democratic political systems, it is also seen as unique morality is granted to them. Furthermore, West is pictured as rationale, hardworking, productive, self-sacrificing, thrifty, trustworthy, authoritative and mature, developed, talented, active, independent, and open to new thoughts. On the other hand, East is defined as “others” for West and pictured as not rationale, lazy, non-productive, arbitrary, exotic and complex, tyranniser, degenerate, childish and immature, undeveloped, passive, dependent, constant and against to change. In this study, definitions of “East” in West literature and the changing borders between East and West are initially provided. In addition, definition of orientalism is given and the impacts of orientalism on Western-centrism are examined. Finally, it mentions the orientalist research have been conducted in West-Europe countries from Middle Ages to 19th century.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 1,117
Number of downloads 484

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.