Bu çalışmada Eski Anadolu Türkçesi dönemi eserlerinde dut-/tut- fiilinin çok anlamlılığı incelenmiştir. 13., 14. ve 15. yüzyıl eserlerinde işlek olarak kullanılan fiil, temel anlamı dışında birçok anlam kazanmıştır. Çok anlamlılık, ihtiyaç ve diğer nedenlerden ötürü sözcüğün yeni anlamlar kazanmasıdır. Aynı zamanda çok anlamlılık, dilin kendi doğasında da vardır, henüz dilde hiçbir faktör faaliyete geçmemiş, dış etkenler aktif değilken bile sözcüklerin çok anlamlı olduğu görülmüştür. Bu durum dilin zenginliğini göstermektedir. Çok anlamlılığın birçok nedeni bulunmakla birlikte en önemli nedeninin ihtiyaç olduğu söylenebilir. Değişen, gelişen dünya ve toplumla birlikte canlı bir varlık olan dil de değişim göstermektedir. Yeni bir kavramla karşılaşılırken o sözcüğe yeni bir ad vermek yerine dilde hâlihazırda var olan sözcüğe yeni bir anlam yüklenerek ihtiyaç giderilmesi tercih edilmektedir. Böylece sözcük, çok anlamlı duruma geçmektedir. Özellikle fiillerin türlü varlıkların hareketlerini karşılaması sonucu benzetme, aktarma yoluyla anlam genişlemeleri ve dolayısıyla çok anlamlılık da beraberinde gelmektedir. Fiilin temel anlamının yanı sıra diğer varlıkların o eylemi gerçekleştirmesi veyahut benzetme ve aktarmalarla insan zihninde başka şekilde canlandırılmasıyla yeni yan ve mecaz anlamlar ortaya çıkmış olur. Bazen de eş adlı sözcüklerin zamanla birbirine yaklaşmasıyla ya da karıştırılmasıyla da tek bir sözcük oluşur ve iki ayrı sözcüğün anlamları tek bir sözcükte toplanarak sözcük çok anlamlı duruma gelir. Çok anlamlı sözcüklerin anlam belirsizliğine yol açabileceği araştırmacılar tarafından ortaya konsa da bu belirsizliğin açıklaştırmayla giderilebileceği de belirtilmektedir. Anlam bulanıklığına mahal verecek sözcükler bağlamda söz dizimi, anlam ve ses bilimi kavramları kullanılarak açıklaştırmayla giderilebilir. Çalışmada Türk dilinin tarihî dönemlerinden günümüze kadar işlek ve çok anlamlı durumda olan dut-/tut- fiilinin Eski Anadolu Türkçesi dönemi eserlerinden Yûnus Emre Dîvânı, Risâletü’n-Nushiyye, Yûsuf u Zelîhâ, Süheyl ü Nev-Bahâr, Kur’an Tercümesi, Kısas-ı Enbiya, Dede Korkut Kitabı, Marzuban-nâme ve Gülistan Tercümesi taranarak ve bağlamdan yola çıkılarak anlamları tespit edilmiş ve toplam 34 anlamı fişlenmiştir. Eserlerin sözlük/dizinleri ile Tarama Sözlüğündeki anlamlarından daha fazla anlama sahip olduğu tanıklanan söz konusu fiilin, zengin anlam dünyası ve çok anlamlılığının Türkçenin tarihî dönemlerine dayandığı sonucu ortaya çıkmıştır.
In this study, the polysemy of the verb dut-/tut- in the works of Old Anatolian Turkish was examined. The verb, which was used practically in the works of 13th, 14th, and 15th centuries, gained a lot of meanings except for its core meaning. Polysemy is a word’s gaining new meanings because of needs and other reasons. Also, it exists in the nature of the language. It has been encountered that words have a polysemy even when none of the factors has been switched in the language and the outer effects are not active. This condition indicates the richness of a language. While there are many reasons of polysemy, it can be said that its main reason is the need for it. As a living creature, language shows changes accordingly with the changing and developing world and the society. It is preferred to meet the needs by giving new meanings to the already existing word in the language instead of giving a new name to the word while encountering with a new conception. In this way, the word gains polysemy. Especially, verbs’ meeting the movements of kinds of creatures causes the semantic extension and accordingly polysemy by metaphor and metonymy. New connotations and figurative meanings come out by other creatures’ doing that action beside the verb’s core meaning or differently visualizing it in people’s mind by metaphor, metonymy and simile. Sometimes, a single word is formed by the approximation of the synonyms in time or their being confused with each other and that word becomes a polysemic word by gathering the meanings of two different words. Although it has been revealed by the researchers that polysemic words can cause ambiguity, it has been also indicated that this ambiguity can be resolved by disambiguation. The words that can cause ambiguity in the context can be eliminated through disambiguation by using the conceptions like syntax, semantics, and phonetics. In this study, the meanings of the verb dut-/tut- , which has been practical and polysemic from the historic terms of Turkish language to the present, confirmed and made a card index of its 34 meanings by scanning and depending on the contexts of the works of Old Anatolian Turkish like Yûnus Emre Dîvânı, Risâletü’n-Nushiyye, Yûsuf u Zelîhâ, Süheyl ü Nev-Bahâr, Kur’an Tercümesi, Kısas-ı Enbiya, Dede Korkut Kitabı, Marzuban-nâme and Gülistan Tercümesi. It has been revealed that the prosperous semantic world and the polysemy of the mentioned verb which has a lot more meaning than its meanings on the dictionary/indexes of the works and the Tarama Sözlüğü go back to historical period of Turkish.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.