Devrân, sûfîlerin coşkuyla dönerek zikir yapmalarıdır. Melâmiyye ve Nakşibendiye tarikatleri dışında birçok tarikatte uygulanmış olan devrânî zikre büyük önem verilmiş, Mevlevîlikte edvâr-ı selâse bulunmuştur. Tarikatlarda yaygınlaşan devranî zikre karşı zahir uleması ise şiddetli reddiyeler yazarak sert fetvâlar vermişlerdir. Bu konuda iki Osmanlı şeyhülislâmı Kemalpaşazâde ve Ebüssuûd Efendi öne çıkmaktadır. Serdedilen sert görüşler arasında raks ve devrânı helâl sayanların kâfir olacakları görüşü dahi vardır. Osmanlı’da raks ve devrânı müdafaa veya red için birçok risale yazılmıştır. Ayrıca, devletçe devrân yapan tarikat ehline sataşılmamasına dair ferman çıkarılmış, fiilî müdahaleleri önleyen tedbirler alınmıştır. Buna rağmen tartışmalar kesilmemiş ve devrânın lehinde ve aleyhinde birçok risâle yazılmıştır. Devrân hakkında görüş bildiren sûfî şeyhlerden birisi de 17.yüzyılın önde gelen Halvetî şeyhlerinden Abdülahad Nuri’dir. O, uzun süre vaaz ve irşad ile meşgul olmuş bir tekke şeyhi olduğundan fetvâ mahiyetinde ele alınabilecek görüşlerini de ortaya koymuştur. Fetvâ mahiyetindeki bu görüşlerinden birisi de Osmanlıda uzun süre tartışmalı konulardan birisi olmuş olan devran ile ilgilidir. O, devrâna dair kendisine nazmen sorulmuş olan bir suale aynı biçimde cevap vermiştir. Bir fetvâ mahiyetinde görünen bu cevabın devran hakkında olumlu bir görüş olarak ortaya konulduğu görülmektedir.
The Devran is remarks turning with enthusiasm of the Sufis. The Devrani dhikr kept an important place in many sects except Melamiyya and Naqshbandi sects. There are three turns (edvar-i selase) in Mevlevis. Mullahs have been strongly opposed to the devranic ritual that has become widespread in the sects, and they have given violent fatwas. Two Ottoman sheikhs, Kemalpaşazâde and Ebüssuûd Efendi, stand out in this regard. Among the harsh opinions put forward, those who count halal raks and the devran they also have the view that they are unbelievers. Many tractate have been written in the Ottoman Empire to defend and refuse the raks and the devran. In addition, a decree was issued to prevent the attacking of sectarians which took over from the state, and measures were taken to prevent actual interventions. Despite this, the debate has not been cut off and many tractate have been made in favor or against of the devran. One of the sufis who gave opinion on devran was Abdullah Nuri, one of the leading Halveti sheikhs of the 17th century. He has also reported opinions in the form of a fatwa, since he is a tekke sheikh who is busy with preaching and irshad. One of these is about the devran which has been one of the controversial issues in the Ottoman Empire for a long time. He responded in the same way to a poetic question asked to him about the devran. This opinion was put forward as a positive opinion.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.