Çalışmamızın amacı, kelime çağrışımlarının ses temelli olarak gösterdikleri değişimleri incelemektir. Yaptığımız alan yazını incelemesinde, bugüne kadar yapılan ve pek çoğu da psikolojik araştırmalarda kullanılan kelime çağrışımı çalışmalarının hepsinin anlam temelli oldukları görülmüştür. Çalışmamız aracılığıyla, kelime çağrışımı alanında yapılan hem anlam çağrışımlı çalışmaların hem de ses temelli çağrışım çalışmalarının yeni bir bakış açısıyla ele alınması gerektiğine dikkat çekilmeye çalışılmıştır. Psikoloji alanı başta olmak üzere, özellikle kelimelerin anlam çağrışımları üzerine yapılan çalışmaların sayıları –görece- hatırı sayılır bir seviyede olmasına rağmen, kelime çağrışımları yoluyla insan beyninin gizemini, çalışma prensiplerini ve/veya kelime düzeyinde çalışma metodunu kavramaya çalışan bilim dünyası, çalışmalardan elde ettiği sonuçlar neticesinde henüz genel geçer bulgulara ulaşamamış, kelimelerin zihnimizde yarattığı çağrışım dünyasıyla ilgili sırları tam olarak ortaya çıkaramamıştır. Elbette, beyin gibi çok karmaşık bir işleyiş düzenine sahip bir yapının, hele de dil gibi aynı düzeyde karmaşık başka bir yapı bağlamında incelenmeye çalışılması oldukça zahmetli ve uzun soluklu bir çalışmalar sürecini gerektirmektedir. Bu sebeple, kelime çağrışımları yoluyla beynin dil işleyiş biçimiyle ilgili ipuçları yakalayabilmek için bu alanda farklı bakış açılarına sahip çalışmaların yapılması gerekmektedir. Bizim çalışmamız da, bu alanda henüz yapılmamış bir çalışma biçimini gündeme getirerek bu alanda çalışacak bilim insanlarına yeni bir bakış alanı açmayı amaçlamaktadır. Çalışmamız, öğrencilere ait dokümanların incelenmesi yoluyla yapılmış betimsel bir çalışmadır. Araştırma verileri, öğrencilerin doldurduğu dokümanlar yoluyla toplanmıştır. Çalışmamızın örneklemi Uşak ili merkezindeki bir devlet ortaokulunun 6, 7 ve 8. sınıfında okuyan toplam 54 kız ve erkek öğrenciden oluşmaktadır. Örneklem grubu her sınıf düzeyinden 9 kız, 9 erkek öğrencinin rastgele (random) yöntemiyle seçilmesiyle oluşturulmuştur. Bu bağlamda, çalışmanın evrenini de ortaokul 6, 7 ve 8. sınıfta okuyan öğrenciler teşkil etmektedir. 54 ortaokul öğrencisi üzerinde yapılan çalışmadan elde edilen bulguların sonuçlarına göre, öğrencilere verilen yönerge kelimeleri olan göz ve kol kelimelerinin yeni çağrışımları çoğunlukla ünsüz değişimi olmadan, kelimelerin ünlü sesleri değiştirilerek üretilen çağrışımlardır. Öğrenciler çağrışımlarında çoğunlukla ünlüleri değiştirme eğiliminde olup sözlük dizilim mantığına uyarak yeni kelime üretimi yapmaktadırlar. Bu alanda yeni ve daha derinlemesine çalışmalar yapılarak bu sonuçlar farklı açılardan incelenmeli ve bu sayede ses temelli kelime çağrışımlarının bilimsel ilkeleri ortaya konmalıdır.
The purpose of this study is to investigate the changes in word connatations on as the phonetic based. When it comes to literature review that we have carried out, up till now, it appears that all the studies including word connatations rely on meaning based studies. In study, we point out that both meaning based and phonetic based studies should be considered through a new perspective. Although the number of studies on especially, word connatation is relatively great, trying to understand the mystery of human mind, principles and/or methods through word connatations, science have not reached valid conclusions and not revealed the mysteries about connatation word that words create in our mind. Of course, dealing with like brain, the structure having an operation, it is examined in the context of language, a complex structure requires demanding and long term studies. So, in order to obtain the tips about brain-language operation via word connatation, studies including various perspectives need to performed. In our study, we aim to provide with a new perspective to scientists by revealing a study example on word connatation that have not performed. This research is a descriptive study performed through document analysis. The data were collected via documents students completed. The sample consists of 54 students studying at a public school and at 6. 7. and 8. grades. The sample comprised 9 male and 9 female chosen randomly from 6. 7. and 8. grades. The findings showed that 8th class students produced mostly alternans in ‘göz’ and ‘kol’ words. Based on this finding, we concluded that the number of assocation is positively related to vocabulary. In other words, it may be said that 8th students having a wide vocabulary tend to produce more connatations. However, 6th students made more alternans than 7th students for ‘göz’ word. On the other hand, there is no different between 6th and 7th students for ‘kol’ word. Upon the findings mentioned above, conclusion make contentious the idea that vocabulary may be related to connatations and the idea or assumption should be considered more.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.