Kıbrıs, jeopolitik konumundan dolayı değişik dönemlerde farklı nedenlerle bir çok medeniyetin hakim olmak istediği yer olmuştur. İngiltere’de en büyük sömürgesi olan Hindistan’a giden yolların güvenliğini sağlamak istemekteydi. Bunun en başında ise Mısır’daki Süveyş kanalı gelmekteydi. İngiltere’nin bu yolun kontrolünü sağlaması için doğu Akdeniz’de anahtarı konumundaki Kıbrıs’ı elde tutması gerekmekteydi. Bu sebepten Kıbrıs’a hakim olmak isteyen İngiltere, Osmanlı’nın içerisinde bulunduğu çıkmazdan faydalanarak adayı kiralamayı başardı. İngilizler Kıbrıs’a geldikleri günden itibaren adayı geçici olarak işgal etmediklerini idari, mali ve hukuki alanlarda uyguladıkları kanunlarla göstermişlerdi. İlk olarak Kıbrıs için bir Anayasa ilan ederek işe başlandı. Kıbrıs’taki idarenin başına ise Yüksek Komiser unvanıyla bir İngiliz atandı. İdare işlerde Yüksek Komisere yardımcı olunması için Kavanin ve İcra adlı iki meclis kurarak ada’da uyguladıkları yeni yönetimi pekiştirmeye çalışıldı. Kıbrıs adası Osmanlılar tarafından İngiltere’ye kiralandığında Kıbrıs Türk halkı bu durumun geçici olduğunu düşünmüştü. Fakat daha sonra ortaya çıkan gelişmeler Kıbrıs Türk halkının düşündüğü gibi olmadı ve İngiltere, Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin ittifak güçlerinin yanında yer almasını sebep göstererek adayı tek taraflı ilhak etti. Bu gelişmeden sonra Kıbrıs’taki Türk halkı ümitsizliğe kapılsa da, Anadolu’daki Milli Mücadele’nin Kıbrıs Türklerine büyük bir umut ışığı oldu. Yapılan çalışmada, 1919 yılında Anadolu’da başlayan Milli Mücadele’nin Kıbrıs’a duygusal etkisi, Kıbrıs’ta Türklük bilincinin oluşumundaki rolü irdelenecektir. Bu noktada Kıbrıs Türk siyasetinin geçirdiği evrelerin de irdelenmesi amaçlanmaktadır.
Cyprus has always been the place for many civilizations to dominate due to various reasons in many different stages because of its geopolitical location. It was keen to ensure the safety of the way to India, which had the largest colony in Britain. The Suez Canal in Egypt was the leading one. In order for England to obtain the control of this way, it was necessary to keep Cyprus, which had the key position in the Eastern Mediterranean. Thus, England, which wanted to dominate Cyprus, managed to rent the island by benefiting from the dilemma in which the Ottoman Empire was. The Turkish Cypriot population considered this situation as temporary when the island of Cyprus was rented to England by the Ottomans. However, thereafter the resulting development did not take place in line with the expectations of the Turkish Cypriot population and annexed the island unilaterally by pointing out the fact that the Ottoman Empire took part next to the allied forces in the First World War. Despite the lose of hope among the Turkish population in Cyprus after this change, the National Struggle in Anatolia has been a huge glimmer of hope for the Turkish Cypriots. In this study, the emotional effect of the National Struggle, which started in Anatolia in 1919, on Cyprus and its role on the formation of the Turkish consciousness in Cyprus will be investigated. At this point, the stages which experienced the Cyprus Turkish politics are intended to be investigated as well.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.