Uluslararası ticarette en büyük paya sahip olan denizyolu taşımacılığının can, mal ve çevre konularında standartlara haiz olması gerekmektedir. Bu standartlar, öncelikle bayrak devletlerinin denetimleriyle sağlanmaya çalışılmış olsa da, zamanla bu denetim yolu çeşitli sebepler ile işlevliğini yitirmiş, geçmişte yaşanan çevresel felaketler ile de yeni bir denetim yöntemi aranmaya çalışılmıştır. Ülkelerin 1982 tarihli Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi' ni (BMDHS) kabul etmesi ile birlikte sözleşmede yer alan bağlayıcı hükümler, son emniyet ağı olarak adlandırılan liman devleti denetimlerinin denizciliğin can ve mal emniyeti ve güvenliğinin yanında çevre kirliliği bağlamında da etkin bir rol üstlenmesine sebep olmuştur. 1982 tarihli BMDHS' de, liman devleti tanımı yapılmamıştır ancak liman devleti kontrollerine madde 25, 211, 216, 218, 219, 220, 226' da atıf yapılmaktadır. Sözleşme ile birlikte Paris Bölgesel Anlaşmasının varlık kazanmasıyla, deniz ticaretinde önemli bir bileşen olan gemiler, standart bir taşımacılık faaliyeti gerçekleştirmek için, sefer yapacağı yabancı ülkelerin denetimleri altına girmiştir. Bu ülkeler denetim sisteminin daha etkin bir hale gelmesi için aralarında Paris Bölgesel anlaşmasına benzer birliktelikler oluşturmuşlardır. Türkiye coğrafi konumu gereği hem Akdeniz hem de Karadeniz' e kıyısı olan bir ülke olduğundan Dünyada yer alan 9 bölgesel anlaşmadan Akdeniz ve Karadeniz Bölgesel Anlaşmasına taraf olmuş olup, limanlarına gelen yabancı bayraklı gemileri bu bölgesel anlaşmalar ve kendi iç mevzuatında yer alan hukuksal düzenlemeler ile denetlemektedir. Bu bağlamda oluşturulan liman devleti kontrolü sistemi denetimleri Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı bünyesinde görevli Denizcilik Sörvey Mühendislerince gerçekleştirilmektedir. Bu çalışmada; liman devleti kontrolü kavramı 1982 tarihli BMDHS açısından incelenmiş, ülkemizde uygulanmakta olan liman devleti kontrolünün başlıca sorunları, uzmanların görüşleri doğrultusunda delphi tekniği kullanılarak ortaya konmaya çalışılmıştır.
Maritime transportation which has the largest share in international trade, must have standards related lives, merchandise and environmental issues. Whether these standards are primarily studied to provide or in the process of time this control manners have disabled due to the some reasons, a new control method is researched with environmental disasters that happened in the past. After UNCLOS of 1982 (United Nations Convention on the law of the Sea) was adopted by countries, binding articles in the convention occasioned affective role, by port state control called last safety net, in terms of human life, merchandise and environmental safety and security at sea. However the concept of port state was not defined in UNCLOS, port state control definition is attributed in articles 25, 211, 216, 218, 219,220,226. Vessels which are one of the important components of the maritime trade have been inspected by visited countries for standard transportation after Paris Memorandum with 1982 UNCLOS. These countries have created unions with each other like Paris MOU (Memorandum of Understanding) due to affective control system. Turkey has adhered Mediterranean and Black sea MOU because of the it’s coastline in nine MOU in the world and inspected vessels according to these MOUs and domestic legislation. In this context port state control system inspections are carried by Port State Control Officers (PSCO) exists within in the structure of Ministry of Transport, Maritime Affairs and Communication. In this study, the concept of port state control is analyzed with regard to UNCLOS, the key disputes of Turkey Port State Control System has tried to find out through the experts opinions by using Delphi method.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.