İbni Mühenna tarafından XIII. yüzyılın ortalarında yazılmış olan Kitâb Hilyetü’l-insân ve Helbetü’l-lisân adlı eser, Divânu Lugat’it-Türk’ten sonra Türk dili üzerine yazılmış ilk eser olması dolayısıyla, Türk dili tarihi açısından önemli bir yere sahiptir. Daha çok İbni Mühenna Lugati adıyla bilinen bu eserde, o dönem Türkçesi hakkında önemli bilgiler sunulmuştur. Eserin geneline bakıldığında, Türkistan (Hakaniye/Kaşgar) Türkçesi esas alınarak yazıldığı, ancak Oğuz ve Kıpçak lehçe özelliklerinin yavaş yavaş yazı diline girmeye başladığı görülmektedir. İbni Mühenna, Türk yazı dilinin temel özelliklerini belirtmekle kalmamış, yaşadığı bölgedeki boyların ağız özelliklerinden de bahsederek bir bakıma karşılaştırmalı bir dil çalışması yapmıştır. Bu eseri önemli kılan husus, hem dönemindeki Türk diyalektlerini göstermesi hem de bazı örneklerinin değişken şekillerden seçilmesidir. İbni Mühenna farklı Türk diyalektlerine ve konuşma diline de temas etmiş, bazı örnek ve açıklamalarıyla o coğrafyadaki Türk boylarının demografik yapısı hakkında da önemli ipuçları vermiştir. Yazı dilindeki ses ve şekil özelliklerinin bölgede konuşulan Türkçe ile karşılaştırılmasında Oğuz lehçesi özelliklerinin ağırlıkta olduğu görülmektedir. Buna göre, söz konusu bölgede Oğuzların sayıca fazla olduğunu, ancak Kıpçak ve Karluk boylarına mensup grupların da Oğuz gruplarıyla iç içe veya yan yana yaşadıklarını söylemek mümkündür. Esere dair bu tespitlerden hareketle, müellifin yaşadığı coğrafyanın, Türkçenin farklı yazı dillerine ayrılma sürecinde önemli bir merkez durumunda olduğu söylenebilir.
Doing work Kitâb Hilyetü’l-insân ve Helbetü’l-lisân that is written by Ibn Mühenna in the middle of the XIII. century, therefore, it is the first book written on the Turkish language after Divânu Lugat’it-Türk, it has an important place in the history of the Turkish language. In this work, more known as İbni Mühenna Lugati, it provides important information about the Turkish period. When the work 's overall look, basis of the written in Turkistan Turkish, but it is seen that Oghuz and Kipchak dialects properties slowly began to enter of written language. İbni Mühenna, not only specify the basic characteristics of Turkish literary language, but also he mentioned from the dialect features of tribes that he lived in the area. In a sense, he has made a comparative study of languages. An important point makes in this work, to show the Turkish dialect of the period and is also selected some examples of variable shapes. İbni Mühenna has emphasized the different dialects of Turkish language and spoken language, he gave important clues about the demographic structure of the Turkish tribes in the region with some examples and explanations. There seems to be common features of Oghuz in comparison with the sound and shape features of the written language and Turkish speaking in the region that he lived. According to this, it is also possible to say that Oghuz are numerous, but the Kipchak and Karluk tribes live side by side or nested with Oghuz tribes in this region. Moving from these findings of the work, it is possible to say that author lived geography is an important center where in the process of separation of the different Turkish written languages.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.