Rainer Maria Rilke ve Hilmi Yavuz’un Poetikaları Üzerine Bir Karşılaştırma Denemesi

Author:

Number of pages:
594-604
Language:
Year-Number:
2016-Volume 11 Issue 10

Şiir üzerine sistematik düşünce üretimi Platon’la başlamış, Aristoteles, bu konuda ilk müstakil eseri ortaya koymuştur. O gün bugün şiir konusu pek çok filozofun eserlerinde yer almıştır. Farabi, İbn Sina, İbn Haldun, Giambattista Vico, Baumgarten, Hegel, Heidegger şiir konusunda felsefe yapan filozoflardan bazılarıdır. Şiirin ne olduğu, kuşkusuz öncelikle bir bilgi ve varlık konusu olarak ortaya çıkmış, şairlerin söyledikleri sözlerin bilgisel değeri, gerçekle ilintisi tartışılmış; bununla da kalmamış, konu zaman zaman sosyolojik, politik ve eğitsel bir boyuta da taşınmıştır. Zira şiir üzerine konuşmak sadece şiir üzerine konuşmak değil, insanın varlık, bilgi, inanç, siyaset, toplum üzerine de konuşmaktır. Bütün bu yaklaşımlardan çeşitli şiir ve sanat anlayışları ortaya çıkmıştır. Bu tutumlar salt kuramsal temelde kalmamış, şiir yazma pratiğine de yansımış; şairler, şiirini, açık ya da gizli bir poetik anlayıştan beslemişlerdir. Edebiyat tarihinde iz bırakmış şairlerin pek çoğunun belirli bir şiir anlayışının olduğunu, şiir üretimlerini bu poetik zeminde gerçekleştirdiklerini söylemek yanlış olmaz. Bir şairi büyük kılan, yazdığı şiir kadar bu şiire kılavuzluk eden, onu gerekçelendiren şiir anlayışıdır da İki tür şiir anlayışından söz edebiliriz. Bunlardan biri şiiri ilhamla, diğeri ise belirli bir bilgi ve kültürle yapılan, inşa edilen bir nesne olarak açıklar. Konunun Platon’a, Aristoteles’e kadar geri giden felsefi ve tarihsel bir temeli vardır. Platon, İon diyaloğunda şairleri “tanrıların tercümanı” olarak tanımlarken “esin” üzerine vurgu yapar. Aristoteles ise şiirden “güzelleştirilmiş dil” olarak söz eder; bununla poiesis kelimesinin de işaret ettiği “yapma”, “üretme”, “inşa etme” faaliyetine işaret eder. “Rainer Maria Rilke ve Hilmi Yavuz’un Poetikaları Üzerine: Bir Karşılaştırma Denemesi”başlığını taşıyan bu çalışmada, Rilke’nin, esinini Auguste Rodin’den aldığı, Yeni Şiirler (Neue Gedichte) adlı şiir kitabıyla öne çıkan “nesne şiir” (dinge Gedicht) anlayışı ile Hilmi Yavuz’un “yapılan bir nesne olarak şiir” anlayışı arasında bir karşılaştırma denemesi yapılacaktır. Bu şairler, poetik tutum ve görüşü olan şairlerdendir; şiirlerini kendi poetikaları çerçevesinde üretmişlerdir. Her ikisi de şiiri bir bilgi, teknik, kültür ve mühendislik faaliyeti olarak görmüşlerdir. Bu benzerliğin nasıl ve hangi konularda ortaya çıktığı, şiire nasıl yansıdığı, estetik ve felsefi dayanaklarının ne olduğu ve giderek ilham eseri şiir söyleme ile inşa biçimi olarak şiir yazma arasında ne tür farklarının bulunduğu konuları makalenin temel sorununu oluşturacaktır.

Keywords


On Poetics of Maria Rilke and Hilmi Yavuz: A Comparative Essay: The first systematic ideas generated on poetry begun with Plato, Aristoteles, produced the first independent work on this subject. Since that day the subject of poetry has taken place in works of many philosophers. Some of the philosophers philosophised on the subject of poetry are Farabi, Avicenna, Ibn Khaldun, Giambattista Vico, Baumgarten, Hegel, Heidegger. Questioning of what is poetry, undoubtedly first emerged as a subject of knowledge and being, the informational value and connection to reality of the words of poets has been discussed; on top of that, from time to time the subject has been conveyed to sociological, political and educational dimension as well. As talking about poetry is not just talk on poetry, it is also humanity talking over being, knowledge, belief, politics, society. From all these approaches various understandings of poetry and art emerged. These manners have not merely stayed on theoretical basis only, also reflected on the practise of poetry writing; poets, nourished their poems by an expressed or implicit poetical apprehension. It would not be wrong to say that many of the poets who left their marks in the history of literature have a particular apprehension of poetry; they achieved producing poetry on this poetical ground. What makes a great poet, is the poetry written as well as the poetry apprehension that guides and justifies that poem. We can speak of two types of poetry apprehension. One of these explains poetry by inspiration, the other as an object that is made by a certain knowledge and culture, the one which is built. The subject has a historical and philosophical base that dates back to Plato and Aristotle. When Plato, defines poets as “interpreters of Gods” in İon dialog, he emphasises “inspiration”. When it comes to Aristotle, he talks about poetry as “beautified language”; by this he points out the activity of “making”, “production”, “building”, which is also referred by the word of poiesis. In this work has the title of “On Poetics of Rainer Maria Rilke and Hilmi Yavuz: A Comparative Essay”, a work of a comparative essay will take place between the apprehension of “object poetry” (dinge Gedicht) that stand out by poetry book called New Poems (Neue Gedichte) of Rilke who had the inspiration from Auguste Rodin and Hilmi Yavuz’s apprehension of “poetry as a made object”. This poets, are one of whom has poetical manner and view; they produced their poetry in frame of their own poetics. Both of them considered poetry as an activity of a knowledge, technic, culture and engineering. The questions of How and in which subjects this resemblance occurred, how is it reflected on poetry, what are the aesthetical and philosophical bases of it and what the increasing kind of differences are between poetize as work of inspiration and poetry writing as a form of building, will compose the fundamental issue of the article.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 1,042
Number of downloads 459

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.