Sovyetler Birliğinin dağılmasının ardından, ortak tarihi geçmişe sahip olan Türk topluluklarının kendi bağımsızlıklarını kazanması dil konusunda olan gelişmelere de oldukça büyük bir hız kazanmıştır. Kırgızistan, Kazakistan başta olmak üzere diğer Türk Cumhuriyetlerinde bağımsızlık sonrası kendi ana dillerinin resmi dil haline gelmesi, özellikle toplumsal ve siyasal alanda pek çok yeni Türkçe sözcüğe ihtiyaç duyulmasına sebebiyet vermiştir. Bu ihtiyaç, her ne kadar topluluklara göre farklılıklar gösterse de, genellikle ya eskiden kullanılan Türkçe sözcüklerin canlandırılması ya da yeni sözcüklerin türetilme yoluyla giderilmeye çalışılmıştır. Öte yandan, sosyo-kültürel ve devamında da sosyo-lingual değişiklikler, bu toplulukların dış dünya ile olan ilişkilerinde “iletişim” sorununu gündeme getirmiştir. Bağımsızlık sonrasında özellikle Türkiye başta olmak üzere diğer devletler ile Türkî devletlerarasında mevcut olan ticari, siyasi, ekonomik, sosyal ve eğitim alanlarındaki ilişkiler büyük bir ivme kazanmıştır. Bu ise söz konusu Türkî devletlerin dillerinin ön plana çıkmasına sebebiyet vererek bu dillerde temel seviye öğrenim kitaplarına ve iki dilli sözlüklere olan ihtiyacı doğurmuştur. Bu bağlamda Türkiye Türkçesi başta olmak üzere, diğer çağdaş Türk lehçelerinde de pek çok iki dilli sözlük hazırlanmış ve okuyucuların kullanımına sunulmuştur. Ancak bu tip sözlükler, iletişimi kolaylaştırmada büyük kolaylık sağlamakla birlikte, sözlükbilim çalışmalarının yetersiz olmasından ve derleme bağlı istatistikî verilere dayandırılmadan hazırlandıklarından eski kullanımları ve güncelliğini yitirmiş kelimeleri halen bünyelerinde barındırabilmektedir. Ayrıca bu tür sözlüklerin büyük bir kısmı ilk etapta Rusça olarak hazırlanan iki dilli sözlüklerden çeviri yoluyla elde edildiklerinden birtakım yanlış kullanımlara da yer vermektedirler. Örneğin, Kırgızca-Türkçe olarak hazırlanan sözlüklerden kimisinde eşdizim ve sözcük öbeklerinde Rusça’nın etkisi görülürken, kimisinde de Türkiye Türkçesinin etkisinde kalınarak, hedef dile ait olmayan eşdizim ve sözcük öbeklerinin mevcut olduğu görülür. Bu çalışma, Çağdaş Türk Lehçelerindeki sözlük çalışmalarının mevcut durumunu ortaya koyarak, somut bilimsel verilere dayalı sözlükler hazırlayabilmek için ortaklaşa neler yapılabilir sorusuna cevap aramaktadır. Bu sayede, Türk Cumhuriyetlerindeki sözlükbilim alanı çalışmalarında yeni bir çığır açılması ümit edilmektedir.
After the collapse of the Soviet Union, Turkic communities who share a common history gained independence. This paved the way to many changes and developments in those communities. Language studies also gained speed after the attainment of independence. In Turkic Republics, especially in Kyrgyzstan and Kazakhstan, accepting the mother tongue as the official language gave rise to the need for new Turkic vocabulary. This incident, with varying effects, led in common to the revival of Old Turkic words or derivation of new words. On the other side, socio-cultural and sociolinguistic changes within the Turkic societies caused "communication" problems in relations with the outer world. Socio-political, economic, educational and commercial relations between Turkic Republics, gaining speed after the independence, gave Turkic languages prominence and created a need for elementary language course books and bilingual dictionaries. In this regard, many bilingual dictionaries of Modern Turkic Languages, especially in Turkish in the first place, have been prepared and presented to the learners. However, these dictionaries, being a significant step in communication, still lack lexicographic works, i.e. they are not based on modern corpus database or any statistical study. Thus they contain many archaic or non-frequent and out of date words. Moreover, because many of them are translated dictionaries from the ready-made bilingual dictionaries prepared in Russian, there are many mistranslations and wrong word usage in them. For example, in the Kyrgyz-Turkish dictionary one may notice that translations of the collocations were directly affected by Russian or Turkish collocations. As a result of this, new collocations that do not really exist in Kyrgyz were invented. This study will analyze the present state of dictionaries in Modern Turkic Languages, focusing on especially Third Language Translated Dictionaries (TLTD), and try to find common solutions to prepare dictionaries based on lexicographic studies. Consequently, it is aimed that this study may be an answer to the lexicographic needs in the Turkic World.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.