Kaynağını mitoslarda bulan ve evrensel insan yaşantısının mirası olarak ortak davranış özellikleriyle ruhsal benliği etkileyen arketipler, genel bir ilk model kabul edilir. İnsan hayatından sanata doğru eklemlenen bu ögeler, üzerine bina edilen arketipsel yaklaşımın edebî eseri incelemedeki etkinliğini ortaya koyar. Yirminci yüzyılda oluşan arketipsel eleştiri, edebî eserin dünyasına yönelik tekrarlanan sembol ve figürler ile bunların eserdeki yansımalarına odaklanır. Yöntemin uygulandığı metinlerde çok karşılaşılan arketiplerden biri “yolculuk/aşama” olmakla birlikte “kendilik, benlik, persona, gölge, anima, animus” gibi arketipsel unsurların varlığı da söz konusudur. Vaka kurgusunu muhtelif bir süreçle kısıtlamayan yolculuk arketipinin evreleri (yola çıkış-erginlenme-dönüş), insanlığın atası olan Âdem’in, cennetten ayrılarak dünya yüzeyine gelmesi ve tekrar cennete dönüşüyle gerçekleşen döngüde, ortak davranış kalıplarının paylaşımına elverir. Bu aynı zamanda bireyin benlik gelişimi, kendiliğini gerçekleştirme ve kişilik inşası biçiminde tezahür eder. Bu anlamda çizilen çerçevenin, Cumhuriyet dönemi yazarlarından Sabahattin Ali’nin Hakikat gazetesinde tefrika edilen ve ilk kez 1943 yılında yayımlanan Kürk Mantolu Madonna adlı romanındaki işlenişi göz önüne serilmiştir. İnceleme konusu olan Kürk Mantolu Madonna’nın olay örgüsünün ve ana karakter Raif Efendi’nin ruhsal, bedensel yolculukları, mitolojik kahramanın macerası ile kesişen ortak yönelişler ihtiva eder. Bu bağlamda kahramanlık mitosuna bağlı yolculuk arketipinin Kürk Mantolu Madonna’daki yansıması, bu çalışmanın esasını teşkil etmektedir. Çalışmada takip edilen yol, Joseph Campbell’ın Kahramanın Sonsuz Yolculuğu adlı eserinde tasnif ettiği “yola çıkış-erginlenme-dönüş” evreleri doğrultusunda gerçekleşen bir etkinliğin izini sürmektir.
Finding their source in mythos, and affecting the spiritual self by common behavioural characteristics as a heritage of universal human life, the archetypes are considered a common initial model. Being articulated from human life towards art, these factors put forward the effectiveness of archetypal approach, on which they are built, on analysis of a literary work. Archetypal criticism, which was formed in the 20th century, focuses on symbols and figures repeated regarding the world of the literary work, and their reflections on the work. In texts this method is implemented, “journey/stage” is among one of the most common archetypes, while archetypal factors such as “i
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.
