Avrupa’da 1789 yılında meydana gelen Fransız Devrimi Batı dünyasını olduğu kadar Osmanlı aydın ve düşünürleri üzerinde de etkili olur. Bu dönem düşünür ve aydınlar ülkenin içinde bulunduğu pek çok sorunun çözümünde ise Batı dünyasında meydana gelen gelişmeleri temele alırlar. Osmanlı yenilikçi hareketinin Batı düşüncesi ile olan ilk temasta karşılaştıkları düşünce ise Aydınlanma’nın bir eklentisi olan pozitivizmdir. Yenilikçi hareket içinde yer alan düşünür ve aydınlar ülke sorunlarının çözümünü Pozitivist programda, özellikle de Fransız Pozitivizminde bulurlar. Ancak Batı dünyasında bir dizi bilimsel, düşünsel ve ekonomik gelişmenin bir sonucu olarak ortaya çıkan Pozitivizm Türk düşünce hayatında ise toplumu kökten değiştirmenin bir yolu olması bakımında siyasi bir proje olarak anlaşılır. Başka deyişle Osmanlı aydınları Aydınlanma’nın ve pozitivizmin Batı’da ortaya çıkmasını sağlayan epistemolojik temelleriyle ilgilenmek yerine bu epistemolojinin yarattığı sonuçlarla veya bu temellerin uygulandığı siyasi sonuçlarıyla ilgilenmişlerdir. Bu nedenle de Batı düşüncesinde meydana gelen değişim ve yenilenmeyi kavrayacak kavramsal bir çerçeve, daha doğrusu eleştirel bir düşünme geleneği oluşturulamamıştır. Öyle ki Türk aydın ve düşünürlerinin pozitivizm karşısındaki tutumu eleştirel olmaktan çok takipçilik ve öğrencilik düzeyinde kalmıştır.
Similar to their Western counterparts, the Ottoman intellectuals and thinkers were influenced by the French Revolution of 1789. The intellectuals and thinkers of this period turned to the West to find answers to the solution of local problems. One of the first ideas that Ottoman modernist movement encountered was Positivism, an offshoot of the Enlightenment. Modernist thinkers and intellectuals sought solutions for national problems in Positivism, and especially French positivism. While, in the West, Positivism has emerged as a consequence of a series of scientific, intellectual and economic developments, in Turkish intellectual world it has been understood as a political project for transforming the society in a fundamental way. Rather than focusing on the epistemological foundations that led to the Enlightenment and Positivism in the West, the Ottoman intellectuals were interested in the consequences of this epistemological foundation and its political effects. Therefore, a conceptual framework or rather a tradition of critical thinking to conceive the transformation and modernization in the Western world failed to emerge. Consequently, Turkish intellectuals remained as followers and students of Positivism and failed to develop a critical attitude towards this movement.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.