Metnin üretim sürecinin sağlıklı bir şekilde ortaya çıkarılabilmesi için anlatıcı ve bakış açısı kadar üzerinde durulması gereken diğer bir unsur, roman ve hikâye gibi anlatıların vazgeçilmez yapı taşları olan anlatım teknikleridir. Teknik, edebî metnin üretim ve ifade aracı olduğu gibi biçimin özgün bir forma dönüşümünü sağlaması bakımından da önemlidir. Hikâyenin estetik bir yapıya bürünmesini sağlayan teknik, yazarın hikâyesini belli bir ritm ve tarzda okuyucuya nakletmesine imkân sağlar. Çalışmada, Leylâ Erbil ve Mustafa Kutlu’nun hikâyelerinin oluşum süreci ve kurguyu oluşturan organizasyon şeması teknik üzerinden açıklanmış, eldeki verilerle her iki yazarın hikâyeciliğinin başat yönleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Tekniklerin kullanılış amacı, işlevi, kurgu içindeki fonksiyonu ve kullanılma sıklığı üzerinde durulmuş, tekniklerin kullanımındaki benzer ve farklı yönlere de değinilmiştir. Leylâ Erbil, hikâyelerini ağırlıklı olarak bilinç akışı, iç monolog ve geriye dönüş teknikleri üzerine kurgular. Bu teknikler, hikâyelerin ana karakteri olan kadın anlatıcıların kendilerini ifade etme aracıdır. Kadınların iç dünyaları; bunalım, yalnızlık, anlamsızlık ve yabancılaşma gibi duygularla kaplıdır. Kadın anlatıcıların iç dünyalarındaki parçalanmışlık/bölünmüşlük, yıkıcı bir biçimde dilsel bozulmalara ve yazarın birçok hikâyeyi üzerine kurguladığı bilinç akışı ve iç monolog gibi tekniklerin uç noktalara taşınmasına ve yıkıcı bir forma dönüşmesine neden olur. Mustafa Kutlu’nun hikâyelerinde ise kurgunun oluşumu “çerçeve hikâye”ler üzerine kuruludur. Kendi içinde bağımsız ancak ana olayın bir parçası olan her bir hikâyenin üretimi farklı anlatım teknikleriyle gerçekleşir. Bu yüzden hikâyelerin ritmi/temposu, tekniklerin kullanım sıklığı, zamanın hızlandırılması ya da yavaşlatılması anlatıdan anlatıya farklılık gösterir. Meddah tarzı anlatıcının aktarımıyla vücut bulan hikâyelerde ise anlatıcının biteviye anlatımı, olayların çabuk gelişmesi ve sonuca bağlanması metnin ritmine hızlandırıcı bir etki yapar; ritmin akıcı olmasını sağlar. Hikâyelerde bilinç akışı ve iç monolog teknikleri, bireylerin iç dünyasındaki çalkantıları, duyguları ve düşünceleri dolaysız yansıtır. Kutlu’nun hikâyelerinde karakterlerin modern yaşamın unsurlarıyla tanışması onlarda bir bocalamaya neden olsa da bağlı oldukları kültürel ve geleneksel kodlar sayesinde hayata tutunabildikleri görülür. Karakterlerin ruhsal dünyasındaki bölünmüşlüğün çoğu defa toparlanmayla sonuçlanması, bilinç akışı ve iç monolog gibi tekniklerin yıkıcı bir biçime dönüşmesine ve dilsel bakımdan okuyucuyu rahatsız edici bir boyuta ulaşmasına engel olur. Mustafa Kutlu ve Leylâ Erbil’de bilinç akışı ve iç monolog tekniklerinin birbirinden bu denli zıt bir kullanımla hikâyenin kurgusunu oluşturması, yazarların insana/topluma bakış açısındaki farklılığından, yani ideolojiden kaynaklanır. Leylâ Erbil’in hikâyeleri ağırlıklı olarak bireyin iç dünyası üzerine kuruludur; bu hikâyeler genellikle I. şahıs anlatıcılar tarafından nakledir. Hikâyedeki bütün unsurlar (olay, kişi, mekân) kadın anlatıcıların gölgesinde kalır. Ben-anlatımın egemen olduğu hikâyelerde kadın anlatıcıların sesinden başka sese yer verilmez neredeyse. Bu yüzden yazarın anlatılarında diyalog tekniği dar bir kullanım alanına sahiptir. Hikâyelerde gösterme tekniği, kadın anlatıcıların ruhsal dünyasını somutlaştırmada kullanılır; bunun dışında hikâyelerde canlı sahnelere rastlanmaz; karakterler de son derece silik çizilir. Hikâyelerin dili; soyutlamalara, imgelere, sembollere açıktır, çağrışıma dayalı şiirsel bir anlatım ön plandadır. Kelimelerin ve cümlelerin yapısıyla aşırı oynamalara gidilmesinden dolayı anlatılanlar, okurun gözü önünde canlanamaz, ete kemiğe bürünemez. Mustafa Kutlu ise karakter çizmede ve onları konuşturmada oldukça başarılıdır. Yazar, karakterleri kültürel ve sosyal konumuna uygun konuşturur. Günlük hayattaki doğal konuşma biçimi, Kutlu’nun hikâyelerinde sıklıkla görülür; bu konuşmalar, kişilerin kültür
In order to reveal the production process of the text in a healthy manner, another factor which should be dwelled on -as much as the narrator and point of view- is the narration technique which is the essential building block of narrations such as novel and story. Technique is important in respect of enabling the transformation of form to a genuine form as well as being the production and expression tool of literary text. Technique, that enables the story to assume an aesthetical structure, allows the author to communicate the story to the reader by a specific rhythm and style. In the study, the formation process of the stories of Leyla Erbil and Mustafa Kutlu and organization scheme forming the fiction were described over technique, and by the data in hand, it was tried to determine the principal aspects of the story structures of both authors. It was dwelled on the purpose of use and function of the techniques, their function within the fiction and the frequency of their use, and similar and different aspects in the use of techniques were also addressed. Leyla Erbil mainly build her stories on stream of consciousness, internal monologue and flashback techniques. These techniques are the tools of woman narrators -who are the main character of the stories- to express themselves. The inner worlds of the women are covered with feelings such as depression, loneliness, futility and alienation. The shattered
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.