I.Dünya Savaşı, Harb-i Umumi ifadesinden hareketle de anlaşılacağı üzere, sadece savaş meydanlarında yaşanmamış, başta savaşan ülkeler olmak üzere bütün dünya devletleri için genel yıkıcı bir rol oynamıştır. Savaş esnasında ve sonrasında siyasî, ekonomik ve sosyal değişmeler bütün dengeleri altüst etmiş, yeni değer yargıları ve davranışlar geliştirmiştir. I. Dünya Savaşı’nın doğurduğu siyasî, ekonomik ve sosyal şartlar doğal olarak edebiyatı da etkilemiştir. Başta ekonomik sebepler yüzünden meydana gelen değişimlerin edebî sonuçları da olmuştur. Bunlardan birisi “harp zengini” kavramının doğuşu ve bu kavramı somutlaştıran yeni bir tipin teşekkülüdür. Fransa’da eski ve köklü zenginlerden ayırt etmek için savaş vurguncularına “yeni zengin” adı verilirken I. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru Türkiye’deki basın yayın organlarında “harp zengini” ifadesi kullanılmaya başlandı. Burada kastedilen “Harb-i Umûmî” sırasında çeşitli gayrimeşru yollarla zengin olmuş kişilerdi. Şeker, un gibi temel ihtiyaç maddelerini büyük miktarlarda alıp devletin vagonları aracılığıyla taşıyan ve türlü usulsüzlüklerle bunları fahiş fiyatlarla satan, içinde tanınmış kişilerin de bulunduğu, bir zümre hızla ve anormal bir biçimde zenginleşir. Devrin Sabah, Vakit, Tasvir-i Efkâr gibi gazetelerinde sürekli konuyla ilgili yazılar yayımlanır, kolay ve kanun dışı yollardan zenginleşenler eleştirilir, hatta bu kişilerin isimleri teşhir edilir. Ayrıca hükümetin problemin çözümüne yönelik uğraşları desteklenir. Gazete ve dergilerdeki eleştiriler sadece fikir tartışmaları düzeyinde kalmaz, edebî eserlere de yansır. Ahmet Emin Yalman’ın kullanımıyla “harp zengini” kavramı hızla yaygınlık kazanır ve savaş zenginlerini konu alan sohbet yazıları, romanlar ve hikâyeler yazılır, karikatürler çizilip albümler yayımlanır. Kavram ve tip savaşın bitiminden sonra, Cumhuriyet yıllarında da Türk edebiyatındaki varlığını sürdürür. Sermet Muhtar Alus’un Harp Zengininin Gelini (1932, 1934) adlı romanı buna örnektir. Bu çalışmanın amacı “harp zengini” kavramının Türk basınında ve edebiyatında yer alış sürecini çeşitli örneklerle tespit edip aynı başlık altında yazılmış, ancak bugüne değin herhangi bir çalışmada yer verilmemiş edebî eserleri, gazete ve dergilerden yararlanarak ortaya çıkarmak ve bunları incelemektir. İlaveten “harp zengini” ifadesiyle tanımlanan tipin özelliklerini ve edebiyatımıza yansımalarını değerlendirmektir.
French novelist Stendhal said: “a novel is a mirror carried along a high road. At one moment it reflects to your vision the azure skies, at another the mire of the puddles at your feet…” The World War the first had not only the social, economic and political results but also literary results. One of the literary results was the theme of “harb zengini” (the war profiteer). In the last year of the World War the first one can see a statement of “Rich men of the War” in the Turkish press. The Turkish press criticized the rich men earning a lot of money with corruptions during the war and called them as “Rich men of the War”. In addition to this, Turkish authors wrote and published some novels and stories concerning the “Rich men of the War”. Such as Omer Seyfettin, Orhan Mithat, Aka Gündüz, Huseyin Rahmi. This article focuses on their works. Because of they wrote in newspapers and magazine, their stories and novels couldn’t release up to the present. The aims of this study are to reveal the novels and stories concerning the “Rich men of the War” and to evaluate the reflections of this statement on the Turkish literature.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.