Türkçenin tarihi gelişiminde önemli bir yere sahip olan Eski Anadolu Türkçesi, Batı Türkçesinin de temelini oluşturmaktadır. Eski Anadolu Türkçesi Türkçenin Oğuz-Türkmen lehçesine dayanmaktadır. Eski Anadolu Türkçesi özellikle dil bakımından kendisinden sonraki Osmanlı Türkçesi ve Türkiye Türkçesi’nden bazı farklılıklar göstermektedir. XIII.-XV. yüzyıllar arasını kapsayan bu dönemde kullanılan dil, halkın rahatlıkla anlayabileceği sade bir dildir. Zaten bu dönem eserlerinin yazılış amacı halkı bilinçlendirmektir. Bu eserlerden biri de Kasım bin Mahmud tarafından yazılmış olan ve 200 varaktan oluşan İrşadü’l Mürid İle’l-Murad Fi Tercemeti Mirsadi’l-İbad adlı tasavvufî eserdir. Kasım bin Mahmud’un bilinen tek eseri olan İrşadü’l Mürid’in tespit edebildiğimiz 8 nüshası vardır. Bunlardan biri Kayseri Raşit Efendi Kütüphanesi, dört tanesi Ankara Millî Kütüphane’de ( 06 Mil Yz A 2467/3, 06 Mil Yz B 422, 06 Mil Yz B 420, 06 Mil Yz FB 445/1), biri Konya İl Halk Kütüphanesi’nde (42 Kon 3721), biri Fatih Kitaplığı’nda (2576), diğeri de Yahya Efendi Kitaplığı’nın Hacı Mahmut Efendi Bölümü’nde (2235) bulunmaktadır. II. Murad döneminde kaleme alınmış olan eser, müridin kurtuluşu anlamına gelmektedir. Adından da anlaşılacağı gibi insanın kurtuluşa ermesi için yapması gereken şeylerden bahsetmektedir. Eserde anlatılanların daha iyi anlaşılabilmesi için zaman zaman çeşitli hikâyelere yer verilmiş ve Kur’an’dan alıntılar yapılmıştır. Eserde anlatılmak istenenler bazen beyitlerle de ifade edilmiştir. Muhteva bakımından eserde meleklerden, insanlardan, hayvanlardan, şeytanlardan bahsedilmiş, insanın neden diğer varlıklardan üstün olduğu anlatılmıştır. Şeytanın Allah’ın huzurundan kovulması, insanı kandırmada çok usta olduğu ve istediği zaman insanı kolaylıkla kandırabileceği, vesvese ve hileleriyle insanları doğru yoldan çıkarabileceği açık bir şekilde anlatılmış, insanların şeytanın hilelerine karşı dikkatli olmaları gerektiği belirtilmiştir. Kâinatın nasıl yaratıldığı ve bu süreçte hangi safhaların yer aldığı da üzerinde durulan konular arasındadır. Yazar eserin yazılış amacından bahsederken Türk dilinde, diğer dillerde (Arapça ve Farsça) yazılan eserlerin benzerlerinin bulunmadığını söylemiş ve halkın bu dillerde yazılan güzel kitaplardan habersiz kalmasını istemediği için eserini Türkçe olarak yazdığını belirtmiştir. Eserin yazılma amacı halkı bilgilendirmek olduğu için dili oldukça sadedir. İrşadü’l-Mürid ile’l-Murad fi Tercemeti Mirsadi’l-İbad adlı eserde yer alan 2403 kelime arasında yaptığımız inceleme sonucunda Türkçe kelimelerin sayısı 1116 (yaklaşık %46,5), Arapça kelimelerin sayısı 984 (yaklaşık %41), Farsça kelimelerin sayısı da 303 (yaklaşık %12,5)’tür. Bu inceleme metnin tamamı hakkında kesin bir bilgi vermese de yaklaşık olarak metinde geçen kelimelerin dillere göre oranını göstermektedir. Görüldüğü gibi metinde en fazla Türkçe kelime kullanılmıştır. Eser, yazıldığı dönemin dil özellikleri hakkında da çeşitli bilgiler vermektedir. Eserde iki farklı imla sisteminin kullanılması dilin henüz bir sistematiğe ulaşamadığının göstergesi olarak kabul edilebilir.
Old Anatolian Turkish, which has an important place in Turkish historical development constitute the basis for the Western Turkish. Old Anatolian Turkish is based on the Turkish Oguz-Turkmen dialects. Next Old Anatolian Turkish Ottoman Turkish language and Turkey in particular as regards itself shows some differences from the Turkish. XIII.-XV. covering the period between the language used in this century, it is a simple language easily understood by the public. The purpose of writing is to raise the awareness of public works already this term.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.