Gündelik yaşamda olduğu gibi bilimsel toplulukta da, dünyalar/paradigmalar sözle kurulur ve sözle yıkılır. Söz doğru olarak kullanıldığında o kadar güçlüdür ki, varlığı Varlığa dönüştürür. Onun bu gücünün farkına varıldığı içindir ki, günümüzde tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar söz üzerine konuşulmakta ve yazılar kaleme alınmaktadır. Fakat son dönemlerde söz, sahip olduğu bu müthiş gücü kaybetmeye başlamıştır. Çünkü her şeyde olduğu gibi sözün de fütursuzca kullanımı onun hem yaratıcı hem de yıkıcı özelliğini kaybetmesine neden olmaktadır. Diğer taraftan özellikle son iki yüzyılda söz o kadar çok ön plana çıkarılmıştır ki, en nihayetinde onun bir araç olduğu unutulmuştur. Her şeyden önce söz (içsel ve dışsal) hakikati ortaya çıkarmak için kullanılması gereken bir araçtır. Diğer taraftan psikolojik bakış açısı bize, sözün gücünü bizatihi kendisinden değil, gerisinde bulunan deneyim, duygu ve dürtü gibi içsel süreç ve yapılardan aldığını söyler. Tüm bu gerçekler gözden kaçırıldığı içindir ki modern birey sözü, gerçeği ortaya çıkarmak ya da düşünce ve duygularını ifade etmek için değil, tam tersine hakikati örtmek ve iç dünyasında ortaya çıkan gerilimden kurtulmak için kullanmaya başlamıştır. Böylelikle söz bir boşaltım/tahliye aracına dönüşmüştür. Bu süreçte birlikte modern birey aslında sadece kendi iç dünyasını değil, farkında olmadan kendisine miras bırakılan kadim kelime ve kavramların da anlam ve içeriklerini boşaltmaktadır. Bu kadim kavramlardan birisi de vicdandır. Bir zamanlar kendine has nitelikleriyle herkes tarafından anlaşılır bir kavram olan vicdanın, bu son süreçle birlikte hem gündelik hem de bilimsel konuşma ve yazılarda çok farklı anlam ve türevlerde kullanılmaya başlanması onun garip, ayrıksı ve problematik bir kavrama dönüşmesine yol açmıştır. Diğer taraftan hiç kimse bu kavramın tam olarak ne anlama geldiğini ve hangi içsel süreçleri dile getirdiğini sorgulamamaktadır. Daha da ilginci herkes böyle bir araştırmadan uzak durmayı tercih etmektedir. Öreneğin; bir sağaltım sürecinin neredeyse tamamına yakın bir bölümü, vicdan fenomeni etrafında şekilleniyor olmasına karşın, başta psikanalistler olmak üzere psikologlar bu kavramdan uzak durmaktadır. Fakat şu anda önümüzde duran tablo oldukça riskli bir duruma işaret etmektedir. Üstelik bu risk sadece akademik dünyayı değil; aynı zamanda tüm toplumu da tehdidi altına almış durumdadır. Çünkü, gündelik yaşamda, kaçınılmaz bir şekilde kendi içsel sesini duyan ve bu sese güvenerek eylemde bulunan bir bireyin, bu olguyu açıklayacak veya değerlendirecek bir bilgi ya da kurama sahip olamaması ya da sahip olduklarının da altının her geçen gün oyulması onu hem kendisinden hem de çevresindeki insanlardan biraz daha uzaklaştırmaktadır. Çünkü bu süreçte insanlık, yaşamı yaşanmaya değer kılan en önemli değerlerden ikisini yani güven ve kesinlik hislerini biraz daha kaybetmektedir. Bunun içindir ki bu hayati fenomen en ayrıntılı şekilde araştırılmalıdır. Biz bu fenomeni üç makale serisi içinde inceleme ve araştırmayı uygun gördük. Üçlü serinin bu ilk makalesinde söz-vicdan ilişkisi, vicdan fenomeninin iç psişik dünyadaki temel dinamikleri ve onun dört temel türünden ikisini oluşturan ontik ve moral vicdan kavramları ayrıntılı şekilde incelenecektir.
Words/paradigms are founded and demolished through words in a scientific community as in daily life. When used correctly, a word is so powerful that it converts being into Being. Today, we are talking over writing about ‘word’ so much as we have never done so in any historical period because we are aware of the power of ‘word’. However, ‘word’ has started to lose the splendid power which it owns recently for the jaunty use of word, as in everything, causes it to lose its creative and destructive features. On the other hand, word has been brought into the forefront so much especially in the recent two centuries that we have forgotten word finally is a tool. First of all, ‘word’ is a means needed to be used to reveal the internal and external truth. Meanwhile, psychological point of view tells us that ‘word’ take its power from the internal process and structure such as experience, emotion and instinct which are available behind word not from itself. Modern i
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.