Psikanalistler tarafından ortaya konulan bulgu ve veriler özellikle kutsal metinlerin anlaşılması ve yorumlanması sürecine çok önemli katkılar sunacaktır. Öyle ki, günümüzde bir metni doğru anlayabilmek ya da yorumlayabilmek adına birçok disiplinden yararlanmanın veya birçok disiplinle işbirliğine gitmenin kaçınılmaz hale geldiği bir süreçte, din adamlarının ve teologların kutsal metinleri anlama ya da yorumlama işleminde özellikle psikoloji ve psikanalizin sunduğu veri ve bilgilerden uzak durmaları kabul edilebilir bir tutum değildir. Psikanaliz ve din arasında böyle bir işbirliğinin başlayabilmesi için, din adamları ve teologların, her şeyden önce psikanalizle karşılaşmanın yarattığı ilk şok ve travmanın etkisinden kendilerini kurtarmaları ve bu süreçte kurdukları temelsiz karşıt söylemleri ve anlamsız gerekçeleri bir tarafa bırakmaları gerekmektedir. Çünkü bilinmelidir ki başta Freud olmak üzere aklı başında olan her psikanalist, ne hakkında konuştuğunun ve de ne kadar konuşabileceğinin farkındadır. Bunun içindir ki ilk nesil psikanalistler, din ve Tanrıyı konu edinen çalışmalarına “felsefi ve teolojik bir çalışma değildir, Tanrı hakkında bir çalışma değildir, metafizik gerçekleri konu edinen bir çalışma değildir” gibi ifadelerle başlamışlardır. Aklıselim bir birey küçük bir teemmül süreciyle birlikte bu ifadelerin aslında psikoloji ve psikanalizin sınırlarını göstermek kadar filozofları, din adamlarını ve teologları da iğnelemek/uyarmak adına kurulduğunu hemen anlayacaktır. Çünkü Kant’ın zihnin kategorilerine, Jung’un da arketipal Tanrı formuna ilişkin ifadelerinden sonra filozof ve teologların ötelerde bulunan aşkın varlık hakkında konuştuklarını düşünmek artık olanaksız hale gelmiştir. Çünkü bu iki bilim insanı bize, aşkın varlığı dair her söylemin insani sınırları asla aşamayacağını açıkça göstermiştir.
Findings and data which were revealed by psychoanalyst will be make an important contribution to the process of understanding and construal of holy writings ecclesiastics and theologians shrink away findings and data which were revealed by psychoanalyst in the process of understanding and construal of holy writings. In fact, for understanding correctly and construal of a text, it is capitalized from multidiscipline or collaborated with many discipline. Therefore, this manner of ecclesiastics and theologians is inacceptable case. To start collaboration between religion and psychoanalysis, it is require that ecclesiastics and theologians must save themselves from the effects of first shock and trauma which were created by meeting with psychoanalyst. And, in this process, it is require that ecclesiastics and theologians must set aside contrary discourse and nonsense justification. It is known that especially Freud and first generation psychoanalysts are aware of what talking about. Therefore, they begin their studies which are about religion and God by statement such as “this study is not philosophical and theological”, “this study is not about God”, “this study is not related to metaphysic truths”. These statements actually show the limits of psychology and psychoanalyze. Moreover, ecclesiastics and theologians are warned and needle. After statements of Kant and Jung which are related to mind categories and archetypal god, respectively, to think the informing by theologian and philosophers about entity, which is beyond, is impossible. Because, these two scientists manifested that every discourse is never surpass humanitarian limits.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.