21. yüzyılda kadının toplumdaki yerinin ve öneminin sorgulanması “kadın sorunu” ile birlikte en çok tartışılan konuların başında gelmektedir. Tarihte kadının toplumdaki yerini ve önemini etkileyen, nihayetinde de bugün üzerinde sıkça tartışılan kadın sorununun ortaya çıkmasına yol açan iki kırılma noktası vardır. İlki avcı toplayıcılıktan tarıma dayalı bir düzene geçiş; ikincisi ise insan gücüne dayalı üretimden makine gücüne dayalı üretime geçiştir. İlk kırılma ile birlikte anaerkil bir yapıya sahip olan toplumun ataerkil bir yapıya dönüşmeye başladığı düşünülmektedir. Avcı toplayıcı dönemde avlanma erkeklerin işi, toplama da kadınların işidir. İki taraf da klana yiyecek bir şeyler getirmektedir. Bir yerde avlanacak ve toplanacak bir şeyler kalmadıysa başka bir bölgeye gidilmektedir. Toplumda saygılı bir iş bölümü vardır; ancak tarıma dayalı bir düzene geçildiğinde yerleşik hayata da geçilmiştir. Böylece sürekli ikamet edilecek yerin düzenlenmesi; ekilecek toprağın da bakılması veya tımar edilmesi gerekmektedir. Bu durum besin sağlayıcı olarak erkeklerin ön plana çıkmasına ve toplumsal alanda söz sahibi olmalarına olanak sağlamıştır. Yeni oluşan bu ataerkil yapının egemenliğinde ise ikinci kırılma yaşanmıştır. Bu kırılma günümüzde “Sanayi Devrimi” adıyla bilinmektedir. Bu devrim ile birlikte kadınlar ve çocuklar hiçbir dönemde olmadığı şekilde üretim sektörünün içine itilmişlerdir. Artık kadın evde oturup ev işlerini idare eden, çocuklara bakan, yemek yapan ve kocasına kayıtsız şartsız itaat eden bir kişi değildir. Sanayileşme ile birlikte kadın üretimin bir parçasıdır; hem de en önemli parçası: artık o işgücüdür, hem de ucuz işgücü! Aynı şekilde çocuklar da oluşan kapitalist sistemin acımasız çarkları arasında ezilmeye tam bu dönemde başlamışlardır. Artık çocuklar da sıcak evlerinden, anne-baba veya büyük anne-baba şefkatinden uzakta, fabrikaların soğuk duvarları arasında ya da yerin kilometrelerce altında nemli, havasız dehlizlerde büyümek zorundadırlar. Önceden oyun olarak yapılan işler artık onlar için hayatın ve hayatta kalmanın bir parçasıdır, zorunluluktur! Sanayileşme sonrasında kadının toplumsal alandaki yükü iki kat artmış ve kadın farklı rolleri aynı anda üstlenmek zorunda kalmıştır. Kadınların üzerine yüklenmiş onca ev işine bir de fabrika işleri eklenmiştir; hem de günde ortalama 14-15 saat çalışma gerektiren işler! Sanayi Devrimi ile birlikte gelen bu değişim günümüz toplumunun kanayan yaralarından biri olan kadın sorununun temelinde yatan ana nedenlerin başında gelmektedir. Bugün modern toplumda bir fikir akımı olarak ortaya çıkan feminizm düşüncesinin de bu sorunun ortadan kalkmasına yeteri kadar katkı sağlayamadığı ortadadır. Kadın sorunu post modern topluma ait bir sorun olarak algılanıp buna göre çözüm yolları aranmakta ise de yukarıda kısaca ifade edildiği üzere bu sorun tarihsel bir düzlemde ele alınması gereken büyük ve önemli bir sorundur. Söz konusu sorunu tarihsel bir düzlemde değerlendirebilmek için çalışmaya Antik Yunan toplumunda kadının yeri ve kadın algısı üzerine değerlendirmeler yapılarak devam edilecektir. Günümüzde yapılmış veya yapılan arkeolojik kazıların ve antropolojik araştırmaların sonucunda Antik Yunan kültürü ile ilgili pek çok bilgiye ulaşmak mümkündür. Elde edilen bilgilerden yola çıkarak Antik Yunan toplumunda kesin çizgilerle çizilmiş cinsiyet rollerinin olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. İdari yapı demokratik bir yönetim üzerine inşa edilmiş olarak görülse de bu demokratik yönetim sisteminin işleyişi bugün bizim anladığımız şekilde değildir. Antik Yunan demokrasisine göre tüm vatandaşların yönetimde söz hakkı bulunmaktadır. Ancak köleler hiçbir zaman, kadınlar ve çocuklar ise bazı istisnai durumlar dışında vatandaş olarak sayılmadıkları için bu demokrasi sadece vatandaş olan erkeklere verilmiş bir demokrasidir. Yani Antik Yunan demokrasisi toplumsal homojenliği sağlayan bir yapıya sahip değildir. Antik Yunan toplumunda kadının yerini anlamak i
In the 21st century, the inquiry regarding the place and importance of woman is one of the much-debated issues along with the “woman problem”. In the history there are two milestones which had an influence on the place and importance of woman in society and ultimately led the much-debated woman problem today. The first one is a shift from hunter-gatherer society to agricultural one, and the second is a shift in production from manpower to machines. The first milestone is considered to be the starting point of the shift from a matriarchal society to a patriarchal one. In the hunter-gatherer period hunting was men’s duty while gathering was women’s duty. Both sides used to bring food to the clan. When there was nothing to hunt or gather in a place, other places were to discover. There was a respectful
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.