Klasik Türk edebiyatı şair ve yazarlarını tanıma ve değerlendirme çalışmalarında onların eserlerinin ulaşılabilir durumda olması hayati önem taşımaktadır. Diğer bir ifade ile onları eserlerini görebildiğimiz kadar tanıyabiliyoruz. Kaynaklarda ismi geçen birçok eser bugün için ulaşılamamış durumdadır. Bunların bir kısmının tabii felaket ve yangın gibi olaylar sonucu kaybolmuş olması muhtemeldir. Bununla beraber bugüne gelmediği düşünülen bazı eserlerin kütüphanelerde yanlış kataloglama dolayısıyla kendisine ulaşılamadığının anlaşıldığı da zaman zaman karşılaşılan bir durumdur. Bu çalışmada Sehmî'den bahseden kaynaklar değerlendirilerek o daha yakından tanıtılmaya çalışılmaktadır. Bu çerçevede üzerinde durulmayan bir özelliği, hat sanatıyla ilgisine dikkat çekilmektedir. Çalışmada ayrıca Sehmî'nin edebi kişiliğinin öne çıkan özellikleri de ele alınmaktadır. Burada Dîvan'ının bilinen tek yazma nüshası ve şairin burada bulunan diğer eserlerinden ikisi incelenmektedir. Bunlar, Hadîs-i Erba‘în Tercümesi ve Mektuplar'dır. Hadîs-i Erba'în'i onu benzerlerinden ayrıştıran ve örneği çok az olan önemli bir özellik taşımaktadır. Bu onun tercüme ettiği hadisleri tercümeye dahil etmiş olmasıdır. Bu alınan hadisleri şiiri dahil ederken şiirin veznini alınan hadis metinleri ile uyumlu olma zorunluluğunu getiren bir durumdur. Sehmî'nin Dîvan'ını kaip eden yapraklarda (39b-52a) 10 mektup ve bir kaside bulunmaktadır. Bu mektuplardan ilk üçü şikayet içeriklidir. Buradaki kaside Şeyhülislam Yahya'ya yazılmıştır ve Dîvan'da yer almamaktadır. Böylece Sehmî'nin bir kasidesi daha tesbit edilmiş olmaktadır. Bu çalışmada Sehmî'nin yazdığı kaydedilmekle beraber bugüne kadar tespit edilememiş bulunan Câm-ı Gîtî-nümâ isimli eserin iki nüshası tespit edilip konusuna değinilmektedir.
Our knowledge of past authors mostly stem from the availability of their works. Many books that are recorded to have been written are missing today. It is possible that some of them are lost due to natural reasons like fire or floods. Many books are also lost because of intentional destruction of mankind, i.e. in wars and etc. However, there are great many books that are not at hand today due to mis-cataloging, i.e. either mis-naming the works or attributing them to wrong persons. There is another case that challenges us to know a certain person properly, and this stems from conflicting information on an author provided in the past sources. Like many, these problems exist for Sehmî (d. 1645), an Ottoman poet, as well. This study aims to shed light on Sehmî and his works by both re-examining the sources on him and his own studies. The first point that is going to be debated is his real name. He is recorded by two names, one Ahmed, and the other is Mehmed. There is only one manuscript of his Dîvân (collection of poems) we know today. It is in Suleymaniye library, (Hüsrev Pasha section with registry number 538) in Istanbul. Apart from his poems, this manuscript has also some texts in prose and poetry that have not been studied before. These texts will be examined as well. This manuscript has some non-textual records on its interior cover, which will help us understand its relationship to the poet. Through studying these records, our knowledge about the poet himself will also be deepened. Another contribution to his works is the publication of his Tercüme-i Hadîs-i Erba‘în, (Translation of Forty Hadith in Poetry) in Ottoman Turkish alphabet in Istanbul in 1901. This title will be examined in depth to decipher its characteristics. Translation of this book into today's Turkish alphabet is going to be presented here as well. The last point will be on the works that he is reported to have been written. Up to this study, one book, namely, Câm-ı Gîtî-nümâ, that is attributed to him was not located and examined. This title will also be studied here. Results Ottoman period sources about Sehmî are
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.