İkinci Dünya Savaşının çıkışından yaklaşık 2 yıl sonra, Ağustos 194’de, Büyük Britanya’ya bağlı birlikler güneyden, Sovyetler Birliği askerleri ise kuzeyden İran’ı işgale başlamışlardır. 22 Haziran 1941 tarihinde Almanya’nın, Sovyetler Birliğine saldırması ile farklı bir hal alan dünya savaşında; birtakım hazırlıkları olmasına rağmen, Almanya ile mücadele edebilecek donanıma sahip olamayan Sovyetler Birliğine yardım etmek müttefikler için elzem bir durum teşkil etmiştir. Sovyetler Birliğine yapılması gereken silah ve mühimmat yardımı için en uygun yol olarak Basra Körfezi, İran ve Kafkasya hattı düşünülmüştür. Bahsi geçen sevkiyatın güvenliği amacıyla, müttefiklerce, İran’da bulunan Alman uzmanlar konusu bahane edilerek Temmuz 1941’den itibaren sinyalleri verilen harekat nihayet ağustos ortasında gerçekleşmiş ve İngiliz-Sovyet ortak işgali başlamıştır. İşgalin ayak seslerinin ortaya çıkması ile Türk basınının konuya büyük ilgi duyduğu görülmektedir. İlk olarak İran’a askeri bir müdahaleye gerek olmadığı, İran’ın tarafsız bir ülke olduğu tezini savunan Türk basını; olası bir müdahalede de İran’ın toprak bütünlüğünü başarılı bir şekilde savunacağını düşünmektedir. İngiliz-Sovyet işgalinin resmen başlaması ve İran’ın birkaç istisna savunma çabası dışında kısa sürede teslim olması ise Türk basınınca İran’ın kan dökülmesinden kaçınması, verilen sözlerin tutulacağına ve kanunlara olan inancı şeklinde yorumlanmıştır. Bu çalışmada, İran’ın fiili işgalinin sinyallerinin alınmaya başlanmasından, işgal harekâtının bitişine kadar olan dönemde İran’da yaşanan hadiselerin, Türk basınında seçilen gazetelere yansımaları, çeşitli açıları ile değerlendirilmeye çalışılacaktır.
On August 1941, after two-years of outbreak of the Second World War Iran was occupied by Great Britain troops from South, and by Soviet Union troops from North. In World War which took a different state because of the German attack of the Soviet Union on 22 July 1941, for allies, it was necessary to support Soviets, which had not equipment to struggle against Germany although it had some preparation. It was considered that most convenient line for ammunition and arms aid for the Soviet Union was Persian Gulf, Iran and Caucasia. For the security of aforementioned delivery, allies pretended German experts in Iran and operation whose signal had been given since 1941 occurred in the middle of August and British-Soviet common operation began. Once the occupation was heard, Turkish press showed a great interest to the event. Turkish press, which defended that there was no need to military intervention because of Iran neutrality; thought Iran would defend its own territorial integrity successfully against possible military intervention. Because British-Soviet occupation began formally and Iran gave up in short time with the exception of some defense efforts, Turkish press interpreted this abstain of carnage from Iran as keeping of promises and their belief to the law. In this study, reflections of events in Iran to the Turkish press on various points of views during the actual occupation of Iran will be evaluated.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.