Türkler Müslüman olduktan sonra el sanatlarından musikiye, mimariden hüsnühatta kadar hemen her kültür ögesini İslam anlayışıyla şekillendirmişlerdir. Bu, edebî eserlerde, özellikle de klâsik Türk edebiyatı metinlerinde yoğun bir biçimde görülür. Allah ve peygamber sevgisini yüreklerinde derinden hisseden klâsik Türk edebiyatı edipleri bu konuyu işleyen muhtelif şekil ve türlerde edebî eserler vücuda getirmişlerdir. Umumî kabule göre Hz. Muhammed hicretten bir, bir buçuk yıl önce Recep ayının yirmi yedinci gecesi Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksâ’ya oradan da göklere Arş-ı âlâ’ya çıkmış, böylece miraç mucizesi gerçekleşmiştir. Bu konuyu işleyen çoğunlukla kaside nazım şekli ile yazılan edebî eserlere miraciye diğer adıyla miraçnâme denmektedir. Özellikle İran ve Türk edebiyatında pek çok şair tarafından örnekleri ortaya konulan bu türün, eldeki bilgilere göre Anadolu sahasındaki ilk ürünü Âşık Paşa tarafından verilmiş, ondan sonra pek çok şair tarafından miraciye kaleme alınmıştır. Bu çalışmaya konu olan metin de Mecîdî tarafından aruz ölçüsü kullanılarak mesnevi nazım biçimi ile oluşturulmuş bir miraciyedir. Eser 289 beyitten müteşekkildir. Eserin bilinen tek nüshası vardır ve söz konusu nüsha İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi TY 4009 numarada kayıtlıdır. Miraciye’nin içinde bulunduğu mecmuanın istinsah tarihi 1170/1756’dır. Bu çalışma ile miraç mucizesi, miraciye/miraçnâme türü ve eserin şairi olan Mecîdî üzerinde durulmuş; söz konusu Miraciye’nin şekil ve muhteva özellikleri ele alınmış, metnin özeti ve ardından eserin tenkitli metni verilmiştir.
After accepting Islam, Turkish people not only experienced it by practicing their religious duties but also designed their social lives according to Islam. Moreover, they decorated almost every cultural element, from handicrafts to music and from architecture to calligraphy, with Islam. This approach reached the peak especially during the period of the Ottoman Empire. This situation is also extremely true for the literature. Poets such as Sulaiman Chalabi and Fuzulî, who combined their firm beliefs in their hearts with their literary powers, revealed priceless works. The scholars of Classical Turkish Literature started almost every work with basmala, continued with the praises of the existence and oneness of Allah, and praising the Prophet Muhammad, and after these they passed to the actual issue. Also, they wrote in literary genre works such as
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.