Menşe ve mebde itibariyle kendisini havari Petrus’a, Petrus kanalıyla da bizzat İsa’ya dayandıran Roma Katolik Kilisesi, hemen her dönemde bu argümanı ileri sürerek kendisini benzerlerinden ayrıştırma yoluna gitmiş ve diğer kiliseler üzerinde idari ve yargılama (kazaî) öncelik ve üstünlük yetkisine sahip olduğunu iddia etmiştir. Gücünün zirvesinde olduğu dönemlerde böylesi bir tanımlamaya ihtiyaç hissetmeyen Roma Kilisesi, XI. yüzyıldaki Doğu-Batı ayrılığıyla başlayıp XVI. yüzyıldaki Protestan ayrılığıyla devam eden, XVIII. yüzyıl ve sonrası aydınlanma, Fransız İhtilali ve modernizm ile ivme kazanan yoğun epistemolojik ve teolojik meydan okumalar karşısında papanın yanılmazlığı ilkesine bel bağlamıştır. Roma Katolik Kilisesi’nin belirli dönem ve durumlarda ileri sürdüğü eşsizlik-emsalsizlik, öncelik ve üstünlük iddialarının, bu kilisenin başı olan papanın yanılmazlığına doğru evrilmesi olarak da görülen bu ilke, en nihayet I. Vatikan Konsili’nin 17 Temmuz 1870 tarihindeki son oturumunda kabul edilen Pastor Aeternus adlı konsil yasasında ifadesini bularak Katolik inanç esaslarına (credo) dahil edilmiştir. Katolik Kilisesi’nin, Ortaçağlardaki kendinden emin ve mağrur tutum ve davranışlarının ultramontanist bir tutumla en vurgulu şekilde ifadesi olan bu dogma sadra şifa vermediği gibi Katolik Kilisesi’nin kendi içinde ayrıca yeni bir bölünmeyi de beraberinde getirmiştir. Bu dogmaya muhalefet eden bir grup Katolik teolog, Eski Katolik Kilisesi (Old Catholic Church) adıyla yeni bir kilise kurarak Roma’dan ayrılmıştır. Papanın yanılmazlığı aynı zamanda diğer kiliselerle belli dönemlerde yürütülen ökümenik çalışmalar önünde aşılması güç bir engel olarak da karşımıza çıkmaktadır. Zira Roma Kilisesi’nin uzun bir tarihsel süreçte teşekkül eden Katolik geleneği reddetmemek adına takındığı tavizsiz tutumunun yanında Ortodoks ve Protestan kiliselerin bu dogmaya muhalefeti ve farklı yanılmazlık anlayışları bir problematik teşkil etmektedir.
The Roman Catholic Church has originally attributed itself to Jesus Christ via apostle Peter for centuries. By virtue of that assertion, the Roman Catholic Church has made itself dissimilar from the other churches and asserted the jurisdiction and administrative priority and superiority above these churches. Despite the fact that it didn’t need such a definition when it was in the climax of its power, the Roman Catholic Church relied on papal infallibility dogma in the First Vatican Council in 1870 when it encountered with the Eastern and Western schism in XI. century and Protestant Reformation in XVI. century and the following excessive epistemological and theological challenges which stem from Enlightenment, French Revolution and modernism in the modern era. The papal infallibility dogma which is seen as the Catholic Church’s confident and proud attitudes and behavior’s reflection with an ultramontanist feelings from Middle Ages, However it hasn’t answered the purpose it caused a new seperation in Catholicism. Some theologians who opposed infallibility dogma established a new church by the name of Old Catholic Church and
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.