Türk Tarih Tezi’nin Mustafa Kemal Paşa önderliğinde tartışıldığı dönemde, tarih yazıcılığına hakim tek paradigma değildi. Akademik tarihçilik, resmî tarih teziyle eş zamanlı olarak gelişimini sürdürmeye devam etmiştir. Resmî tarih tezinin, milliyetçilik düşüncesi esas olmak üzere pozitivizm ve laiklik temelinde geliştirdiği tezler, Osmanlı geçmişini bir yana bırakıp Türklerin Orta Asya kökenine dikkatleri çekmişti. Bu tavır, Türk tarihinin en eski geçmişini konu edinen yeni araştırma alanlarına sevk ederek tarihin araştırma alanlarını genişletmesiyle Türk tarih yazıcılığına katkı sağlamıştı. Türklerin İslâm öncesi geçmişini yücelterek, İslâm Osmanlı geçmişini hatırlatan bütün sembolleri ortadan kaldırmaya yönelik tarih ve dil tezlerine çekimser ama ihtiyatlı itirazın sahibi Köprülü, I. Tarih Kongresi haricinde bir daha tezle ilgili konuşmamasına rağmen itirazını resmî tezin hilafına ortaya koyduğu Türk tarihinin kültürel bütünlüğünü sağlayan eserleriyle ifade eder. Resmî tarih tezi, Millî Eğitim Vekâleti vasıtasıyla ortaöğretimde, tarih ders kitapları ve öğretmenler üzerinde ideolojik bir hâkimiyet kurarken, Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti yükseköğrenim kurumlarında ve araştırma Enstitülerinde yeterli kontrol mekanizmasına sahip değildir. Cemiyet, Köprülü’nün denetimindeki Türkiyât Enstitüsü‘nün çalışmalarına müdahil olmamıştır. Dış Türklerden oluşan Tatar, Azeri ilim adamları, Köprülü’nün gayretleriyle ilmî kariyer sahibi oldular. Enstitü’nün dergisi “Türkiyât Mecmuası“ında yerlerini aldılar. Zeki Velidi Toğan bu ilim adamları arasında temayüz edenlerdendi. Türkiyât Enstitüsü müdürü Fuad Köprülü, 26 Şubat 6 Mart 1926 tarihlerinde Bakü’de toplanan Türkiyât Kongresine katılır.
Turkish History Thesis, discussed during Mustafa Kemal Pasha’s leadership, was not the only paradigm dominating historiography. Academic historiology has continued to sustain its development concurrently with the official history thesis. While official history thesis was establishing an ideological dominance over history textbooks and teachers in secondary education through Ministry of National Education, The Turkish Historical Research Society did not have adequate control mechanisms in higher education and research institutions. The society was not involved in the works of Turkic Studies Institute, which is under the control of Köprülü. Tatar consisting of foreign Turkish, Azerbaijani scholars, have achieved scientific careers thanks to Köprülü’s efforts. They appeared in the Institute's magazine "Journal of Turkic Studies". Zeki Velidi Toğan was one of those who distinguished himself among these scholars. Turkish Institute director Fuad Köprülü attends Turkic Studies Congress held in Bakü between the dates February 26- March 6, 1926.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.