Osmanlı Devleti’nde Gıyâbî Yargılama Ve Davalıya Yemin Teklifi

Author:

Number of pages:
683-692
Language:
Year-Number:
2015-Volume 10 Issue 1

Osmanlı hukuk sisteminde yargılamanın hem en doğru hem de en kısa zamanda gerçekleşebilmesi için özel önem gösterilmiştir. Bu çerçevede hukukun ortaya çıkmasında tarafların hâkimlerin huzurunda hazır bulundurulması, bu mümkün olamıyorsa vekil tayin etmeleri gerekmekteydi. Böylece davaların meşruiyeti sağlanıyor, iddia-inkâr-ispat aşamalarıyla sağlıklı hükümlerin oluşturulması hedefleniyordu. Davalarda en temel husus olan kişinin suçsuzluğu ilkesi, iddia edenin ispat ile yükümlülüğünü gerektirir. İspat edilmediği sürece kişiler masumdur Davacının kanıtla iddiasını ispat edemediği durumlarda da davalıya yemin teklif etmesi imkânı sağlanıyor böylece hükme varılmaya çalışılıyordu. Davalıların gerek meşru gerekse art niyetli olarak duruşmalara katılmaması, vekil de göndermemesi adli gecikmelere sebep oluyordu. Bu olmasın diye hâkim tarafından bir vekilin atanması cihetine gidiliyordu. Bunu takiben davacının kanıt gösterememesi durumunda ise vekilin onun yerine yemin edemeyeceği bir durumun ortaya çıkıyordu. İşte bu makalede hâkimin davacı lehine karar verdiği uygulamalar anlatılmaktadır. Dava sürecinde gerek yemin teklifi ve gerekse atanmış vekil tayini davacının talebi halinde icra edilmektedir. Mahkeme tarafından atanan vekil ve duruşmaya katılmayan davalıya yemin teklifi halinde ortaya konan çözüm açıklanmaya çalışılmıştır. Bu çalışmayla davayı kaybeden davalının, bu hükmün verilmesinden itibaren otuz bir gün içerisinde ilamın iptali için yeniden mahkemeye müracaat edebileceğine; hatta mahkemeye gelip yemin teklifini yerine getirmesiyle ilamın iptalini sağlayabileceğine dair uygulamalara ulaştık.

Keywords


In the Ottoman judicial system, reaching to the rightest result in a shortest period of time had at most importance. In this regard, if possible attendance of parties before judges; if not, assignment of representatives were needed. In this way, the legitimization of trials were ensured; via claim-denial-proof stages rightful judgment were aimed. When the claimant couldn’t prove his claim, he had a right to offer an oath to the defendant. In this way, it had been aimed to reach a judgment. Absence of defendants whether for legitimated reasons or for intentionally, not sending a representative caused judicial delays. In order to prevent this, assignment of representative by the judge was preferred. After that, when the claimant couldn’t show a proof, there would be a situation in which the representative couldn’t take an oath in place of him. Therefore, this article will explain the practices in which the judge sentenced in favor of the claimant.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 975
Number of downloads 587

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.