II. Abdülhamid yönetimindeki Osmanlı İmparatorluğu, 93 Harbi haricinde, savaştan uzak bir dış politika izleme gayretinde olmuştur. Bu süreçte daha ziyade diplomasi ön plana çıkmış ve başarılı bir denge siyaseti takip edilmiştir. II. Meşrutiyet’in ilanını takip eden sene, Abdülhamid’in hal edilmesiyle beraber, kırk seneyi aşkın bir süre savaş tecrübesi yaşamayan imparatorluk, yeniden bir savaşlar silsilesi ile karşı karşıya kalmıştır. 1911’de patlak veren Trablusgarp Savaşı, takip eden iki sene yaşanan iki sahnelik Balkan Savaşları ve nihayet 1914’deki Büyük Savaş, Osmanlı İmparatorluğu’nun âdeta kâbus dolu bir dönem yaşamasına ve nihayet kısa süre sonra tarih sahnesinden silinmesine vesile olmuştur. Bu çalışmada yirminci asrın başlarında hızlı bir çöküş sürecine giren Osmanlı İmparatorluğu’nun, bu süreçte Rum ve Türklerin göç ettirilmesine yönelik aldığı tedbir ve Yunanistan ile sonuca ulaşamayan mübadele anlaşması girişimi ele alınmıştır.
Ottoman Empire had followed a policy away from the war in the period of Abdulhamid II except the 93 War. Diplomacy had come to the fore and the empire had followed a balance policy successfully in this process. In the years following the declaration of the second constitutional monarchy, after the dethroned of Abdulhamid II, the Empire was again faced with a series of wars after a period of more than forty years without war. Ottoman Empire had experienced serious crisis during the periods of the Tripoli War erupted in 1911, the Balkan Wars and the Great War in the following years. After these wars the Empire was collapsed in a short time. The aim of this study is to examine the migration of the Greeks and Turks one of the measures taken to prevent the collapse of the Empire and a failed exchange agreement initiative between Ottoman Empire and Greece.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.