Mezar Taşlarını, sıradan bir gelenek olarak değerlendirmek yanlış bir kanı olacaktır. Tarih, sanat ve kültür yönünden bakılırsa; özellikle de Türk mezar taşlarının, birçok sanatı barındıran, birçok sanatçının emeğini taşıyan, milli kültür ve tarihimize ışık tutan çok boyutlu, çok değerli ve başka nüshası bulunmayan arşiv vesikaları olduğu görülmektedir. Mezar taşları, yalnızca milli kültür değil, aynı havayı teneffüs edip aynı mekânlarda yaşayan insanların, inançları, dertleri, korkuları, üzüntüleri, nükteleri ve türlü hissiyatını bizlere aktaran belgelerdir. Bu nedenle mezar taşları, kültürel farklılara göre şekillenen ve yaşam tarzına göre süslenen kültürel olgudur. Ebetteki Türk plastik sanatı geleneklerinin mezar taşlarında bolca uygulanmış olması, kompozisyon ve motif bakımından mezar taşlarının çeşitlilik göstermesini sağlamıştır. II. Bayezid Haziresindeki mezar taşlarının ve sandukalarının üzerindeki zengin işçilik, adeta Türk motiflerinin sergilendiği açık hava müzesi gibidir. Diğer taraftan bu taşlar, sosyo-ekonomik, kültürel ve yöresel serpuşlar hakkında da geniş bilgiler içerir. Kitabeler üzerindeki bilgiler değerlendirildiğinde ise, dönemin sağlık koşulları veya salgın hastalıkları hakkında bilgiler edinilebilmektedir. Adolf Ebeling, Gartenlaube dergisinin 1882 yılında Türk Mezarlıkları başlıklı yazısında, Türklerin mezarlarına verdikleri önemden bahsederken, Türk mezarlarının dünya mezarlarına örnek olabileceğini söylemesi bu konuda daha fazla söze gerek bırakmamaktadır. Bilindiği gibi İslami kültürde ölüm bir son değil, sonsuz bir hayata açılan kapı olarak görülmektedir. Beden ve ruh ayrımı nedeniyle bedenin çürüyüp yok olması normal kabullenilirken, ruhun ölmediği ve hiç var olmayan insanı yaratan Allah tarafından öbür dünyada bedenin tekrar var edileceğine inanılmaktadır (Dönmez, Demizcan, 2013) . Genel yapısı ile Türk mezar taşları formlarına bakıldığında kadın ve erkek mezar taşlarında büyük farklılıklar görülmektedir. Türk mezar taşı geleneğinde, kadının zarafeti, inceliği ve güzelliği sanat eseri oluşturacak şekilde yansıtılmıştır. Aslında Osmanlıda kadın, dışlanmış derecesinde sosyal yaşantıdan uzak tutulmuş olmasına karşın, özellikle de kadın mezar taşlarındaki gösterişli süsleme, kadınlara verilen ancak dile getirilmeyen değerin göstergesi olarak değerlendirilebilir. Bu çalışmada II. Bayezid Cami Haziresi mezar taşlarına işlenmiş olan meyve motifleri ve bu motiflerin inançlarımızda ve günlük yaşantımızdaki etkileri incelenmiştir. Dini inanışların Türk süsleme sanatına olan yansımaları, İstanbul II. Bâyezıd Camisi Haziresi mezar taşlarından alınan örneklerle gösterilmiştir. Mezar taşları üzerine işlenen meyve motiflerinin, geleneksel yaşantımızda, inançlarımızda ve edebiyatımızdaki yeri, önemi irdelenmiştir. Halk dilinde, manilerinde ve türkülerinde meyve motiflerinin ne anlama geldiği ve mezar taşları süslemelerine nasıl yansıdıkları araştırılmıştır.
It will be a wrong judgment to consider grave stones as an ordinary tradition. When it is viewed in terms of history, art and culture, it can be seen that especially Turkish grave stones are record drawings that include many types of arts and artists’ labor, shed our culture and history and that is precious and unique. Grave stones are the documents that transfer not only the national culture but also transfer people’s beliefs, problems, fears, sadness and different feelings, who breathe the same air and live in the same places. Because of this reason, grave stones are the cultural features that are shaped according to the differences in culture and decorated with life styles. Of course, Of course, having been applied plenty of traditional Turkish plastic arts on the tombstones, have all contributed to the
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.