Bilindiği gibi İslam Dini’nde Hac; belirli zamanda, belirli yerlerde, belirli vazifeleri yaparak Kâbe ve kutsal mekanları ziyaret etmek demektir. Mali ve bedeni gücü olan her Müslüman Hac farizası ile mükellef olduğundan, her hac mevsiminde dünyanın her tarafından çeşitli ırk, dil, ve renkte yüz binlerce Müslüman Hicaz’a gelir. Kâbe’nin bulunduğu, vahyin inmeye başladığı, Hz. Peygamber’in hayatını geçirdiği tevhit inancını yerleştirmek için mücadele ettiği; nihayet fâni hayattan göç edip defnedildiği bir mekân olarak Haremeyn (Mekke ve Medine) her zaman Müslümanların ilgisini çeken bir bölge olmuştur. Saadet Asrı’ndan sonra kurulmuş bulunan birçok İslam Devleti gerek bölge ve gerekse bölge halkına karşı farklı bir davranış ve anlayış içerisine girmiştir. Bununla beraber, hiçbir devlet Osmanlıların bölgeye gösterdiği saygı ve hürmetin benzerini gösterememiştir. Osmanlılar; Allah’ın Kur’an-Kerim’de “beytî” yani “evim” dediği, başka bir ifade ile “beytullah” olarak isimlendirilen Kâbe ile bölge sakinlerine yardım hususunda hiçbir fedakârlıktan kaçınmamışlardır. İslamiyet’in doğduğu yer ve Müslümanların kıblesi olan Mekke hem siyaset hem de dini bakımdan büyük öneme sahip olduğundan, burayı hâkimiyetlerinde bulunduranlar İslam dünyasında manevi bir nüfuz ve hürmet elde etme imkanı bulmuşlardır. Yavuz Sultan Selim 1516’da Suriye ve Filistin’i, 1517’de Mısır’ı fethedip Memlûk Devleti’ne son verdikten sonra Memlûkler’in nüfuzunda bulunan Mekke ve Medine havalisi de Osmanlı hakimiyetini tanımış, Mekke Emiri, Yavuz Sultan Selim’e ta’zimlerini arz ile Mekke’nin anahtarlarını teslim etmiştir. Osmanlı padişahları Yavuz’dan itibaren kendilerini halife (Peygamber vekili) ve bütün İslam âleminin manevi lideri saymanın yanı sıra, aynı zamanda Mekke ve Medine’ye duydukları hürmetin bir ifadesi olarak da “Hâdimü’l-Haremyni’ş-Şerîfeyn” ünvanını almışlardır. Bu manevi görevle birlikte Osmanlılar, Kâbe ve Mescid-i Haram hizmetleri ile tarihte önemli bir işlev görmüştür.
Hajj in Islam as known is visiting the holy places, at certain times, in certain places, the Kaaba is doing specific tasks. Every Muslim is obliged to Hajj, which is the financial and physical strength, thousands of Muslims that are by various races, language, and color come to the Hijaz in every season of pilgrimage. Kaaba is located, the revelation begins to descend, The Prophet (Hz.Muhammed ) spent in his life, he struggled to place the unity faith and finally mortal life as a place where migration and buried, Harameyn (Mecca and Medina has always been an area of interest to Muslims. Felicity many Islamic State of established after the current century and need a different behavior against both local people and entered into understanding. However, any state did not show a similar to the reverence and the respect which the Ottoman Empire shown. Ottomans are hesitate no sacrifice in helping matters the Kaaba, God in the Holy Quran "couplet" that "home" as well, in other words "beytullah", and the residents. The birthplace of Islam and Qibla of Muslims, Mecca is of great importance from both political and religious. The dominates to the Mecca had the opportunity to rule in place to achieve a spiritual influence and respect in the Islamic World. Yavuz Sultan Selim conquered in 1516 Syria and Palestine, Egypt, the Mamluks in 1517. After, Mecca, Medina and surroundings recognized the Ottoman rule and were delivered the switches of Mecca to Yavuz Sultan Selim, Mecca Commandments. Sultans of the Ottoman have themselves accepted Halifa and the spiritual leader of the Islamic World. Also, they were took as an expression the title "Hâdimü'l Haremyni'ş-Şerîfeyn" for the reverence held in Mecca and Medina. Ottomans, with this spiritual task, have an important function in services the Kaaba and Masjid al-Haram in history.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.