Osmanlı devleti, 1839 yılında ilan edilen Tanzimat Fermanı ile birlikte yüzünü, yüzyıllar boyu hep kendisinden geri olan ve kendisine korkuyla karışık hayranlık duyan, Batıya çevirmek zorunda kalır. Tanzimat reformları, askeri, idari ve ekonomik alanların yanında, imparatorluğun geleneksel yapısında, şehirlerdeki yaşam biçiminde ve düşünce dünyasında önemli değişimleri başlatır. Yazarlar, olayları kurgusal olarak anlatırken, toplumsal yapının geleneksel yapı ile batıllılaşma arasında sıkışıp kaldığını, bir ikilem içinde bulunduğunu gösterdiklerinden, her üç romanda da o günün toplum yapısı görülür. Bu yüzden hem batı hayranı ailelerdeki, ailede her şeyin maddiyatla ölçülmesi, aile bireyleri arasındaki kopukluk, hem de o dönemdeki hovardalık, gece hayatı, eğlence mekânları, marka ve moda tutkusu gibi olguların yanında resmi dairelerdeki çalışma şeklinin başıboşluğuna da değinilir. Dönemin yazarları, kadının toplum içindeki statüsünü değişen şartlar doğrultusunda sorgulayarak, kadın olmanın zorluğu, kadınların toplumdaki genel durumu, evlilikte geleneksel ve modern düşüncelerin varlığı, cariyelik olayının yaygınlığını roman anlatımıyla rahatça vermişlerdir. Her üç yazar da, eserlerinde, dönemin yaşam tarzı ile ilgili bilgiler verirken, yaşanan bir uygarlık değişimi olduğundan, eski ile yeni arasında karşılaştırmalar yaparlar. Topluma yön verme amacında olan yazarlar eserlerinde, en büyük sorun olarak gördükleri eğitimsizlik, yanlış batılılaşma gibi konuları işlerler. Romanların ışığında dönemin genel yapısına bakıldığında, Tanzimat dönemiyle birlikte ortaya çıkan toplumdaki dönüşümün, Batı karşısındaki gerilemenin zorunlu kıldığı, devletin yönlendirdiği bir hareket olduğu görülür.
After the declaration of Tanzimat in 1839, Ottoman State had to turn its face to the West that for centuries fall behind and feared with awe. Besides the military, administrative and economic areas, Tanzimat reforms launched major changes in the empire's traditional structure, way of life in the city and way of thinking. As the authors recount events as fiction, the three novels depict social structure of the era; social structure is trapped between westernization and tradition and has a dilemma. The three novels tell about western fan families in which everything is measured in materialist values, disconnection between family members and nightlife, entertainment venues, brand and fashion passion and corruption in the state offices. The authors of the period had questioned women's changing conditions according to the status in the society, the difficulty of being a woman, the overall situation of women in society, the existence of traditional and modern thought on marriage and gave freely with the novelistic expression of the prevalence of concubinage case. All three authors in their works, while giving information about the lifestyle of the period, as there is a change of civilization, they make comparisons between new and old. The authors aim to give direction to the society with their works; they see lack of education and wrong westernization as the major problems. When we look at the overall structure of the period in the light of the novels, transformation emerging in the society with the Tanzimat period is seen as necessity by the decline across the West directed by the state.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.