1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması’nın bir sonucu olarak Türkiye ile Yunanistan’ın gayrimüslim ve müslüman nüfusu arasında gerçekleştirilen mübadele, her iki taraf için kayıplara sebep olduğu gibi, bu durum, Osmanlı Dönemi’nde inşa edilen Hıristiyan dini yapıların zarar görmesine de neden olmuştur. Anadolu’nun doğusundan batısına, çeşitli yerleşimlerde görülen Hıristiyan dinî yapıların yoğun olduğu bölgelerden birisi olan Kappadokia’da da, özellikle 18. - 19. yüzyıllarda inşa edildiği düşünülen Kayseri ve çevresindeki Rum Ortodoks ve Ermeni Ortodoks ‘milletleri’in dini yapılarını görmek mümkündür. Ancak, Mübadele sırasında sağlıklı ve güvenilir bir envanter çalışması yürütülmemiş olması, Anadolu’daki eserlerin sayılarını saptamayı oldukça güçleştirmektedir. Bu nedenle, yalnızca İç Anadolu’da değil, Anadolu ve İstanbul genelinde Osmanlı Dönemi’nde inşa edilmiş gayrimüslim yapıları ile ilgili çalışmaların artırılmasının gerekli olduğu görülmektedir. Çalışma kapsamına alınan Kappadokia ile Kayseri’nin coğrafi tarihçelerinden başlayarak, gayrimüslimlerin bu bölgedeki faaliyetlerinden, Osmanlı İmparatorluğu’nun ve özellikle Kayseri’deki gayrimüslim tebaanın demografik yapısına dair bilgilerden bahsedilmiş, yeri geldikçe de tarih içerisinde gayrimüslimlerin Osmanlı İmparatorluğu’ndaki hukuki hak ve statülerine değinilmiştir. Bununla beraber, Kayseri’nin Ağırnas, Aydınlar, Balagesi, Başköy, Derevank, Endürlük, Faraşa, İncesu, Kayabağ, Konaklar, Talas ve Zincidere adlı on iki yerleşimine ait kiliselerin yapım tarihi ve bugünkü durumları hakkında bilgi verilerek, mimari tanıtımları yapılmış, gerekli görsel malzeme ile desteklenmiş, ayrıca konu ile ilgili arşiv eksikliğini giderecek önerilerde bulunulmuştur. Osmanlı Dönemi’nde inşa edildiği bilinen kilise ve manastırların mübadelenin ardından büyük oranda işlevsiz kalmış olması; ayrıca, eserlerin korunmasına ilişkin çalışmaların da yeterli olmaması, konuya hak ettiği değerin gösterilmediğinin de bir kanıtıdır. Bu bakımdan, Kayseri ve çevresinde gerçekleştirilen bu çalışma, henüz başlangıç düzeyinde olan Osmanlı dönemi Hıristiyan sanatı konusundaki ilerleyen çalışmalara ışık tutacaktır.
As a result of the Treaty of Lausanne, signed in 1923, a population exchange between Turkey and Greece occurred, which caused damages and loses for both sides, and also for the Christian religious buildings built during the Ottoman period. Religious structures of Greek Orthodox and Armenian Orthodox nation's, which are thought to be built in the 18th – 19th centuries, especially in Kayseri and around, can be seen in Cappadocia region of Asia Minor, where in a variety of placements Christian religious buildings can be seen from the east to west. However, because a healthy and trustworthy inventory study wasn’t made during the population exchange, it is quite difficult to identify the numbers of monuments built in Asia Minor. Therefore, it is necessary to increase the studies of structures built in the Ottoman period by the non-Muslim citizens, not only in Central Anatolia, but also cross Asia Minor and Istanbul. Included in this study is a geographical history of Cappadocia and Kayseri, which continues with the activities of non-Muslim citizens of this region, the demographic structure of the Ottoman Empire and especially those of the non-Muslims in Kayseri, and mentions as a place in history, about the legal rights and status of the non-Muslim citizens in the empire. The study also gives information about the construction date and current situation about twelve settlements of Kayseri named Agirnas, Aydinlar, Balagesi, Baskoy, Derevank, Endurluk, Farasa, Incesu, Kayabag, Konaklar, Talas and Zincidere. Also presenting their architectural style, which are supported by the necessary visual material, and relevant suggestions have been made to overcome the lack of archives, either.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.