Gelibolu yarımadasının Çanakkale Boğazı ve Ege Denizi kıyısında birden çok doğal limanı vardır. Bu limanların yeri Ege Denizi ve Çanakkale boğazına ulaşan akarsuların oluşturduğu vadilerin ağzıdır. Limanlar ise vadilerin oluşturduğu ağlar ile birbirine bağlanır. Yarımadanın bu coğrafi özellikleri Bizans dönemi emporionları için aranan niteliklerden biridir. Buna tarihi veriler de işaret etmektedir. Yarımadadaki emporionlar karadan gelen saldırılara karşı Justinianus döneminde yeniden inşa edilen kıstaktaki uzun duvar ile korumaya alınmıştır. Yazılı veriler “uzun duvar” ile eş zamanlı olarak Justinianus’un Yarımada’da savunma yapıları inşa ettirdiğini gösterir. Ancak bu arkeolojik veriler ile desteklenmez. Bu durum öncelikle Yarımada’nın askeri coğrafyası ve savunma sisteminin anlaşılmasında önemli bir sorun oluşturur. Bu sorunun çözümüne katkı sağlamak amacıyla ilk aşamada yarımadanın boğaz kıyısındaki savunma yapılarının tespit edilmesi ve belgelenmesi üzerine çalışılmıştır. Bu aşamada sırasıyla Gallipoli, Koila, Madydos ve Eleius’daki savunma yapılarına ait izler tespit edilmiş ve belgelenmiştir. Bu çalışmamızda da Yalova Vadisi’ndeki Akbaş Bizans kalesinde tespit ettiğimiz arkeolojik veriler ve arkeojeofizik çalışmalarından elde ettiğimiz sonuçların değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Eceabat ilçe sınırları içerisinde yer alan Yalova vadisi, geniş tabanlı önemli bir vadidir. Vadinin Çanakkale Boğazı kıyısında Akbaş limanı yer alır. Yalova Vadisi’nin güneybatı kenarında, kuzeydoğuya bakan yaklaşık 100 m yüksekliğindeki bir plato üzerinde, her iki yanı korunaklı arazinin orta noktasında, yaklaşık 80 m. kotta ise bir Bizans kalesi yeralır. Kale arazinin yüksek noktalarını izleyen duvarların oluşturduğu çokgen bir plana sahiptir. Savunma yapısının ilk analizleri sonucundaki ön bilgilere göre dört yapı evresi geçirdiği anlaşılır.
The Thracian Chersonessos had more than one natural port on the coasts of the Hellespont and the Aegean Sea. These ports were located at the mouth of the valleys formed by the rivers that had reached the Aegean Sea and the Hellespont. The ports were connected with each other by the networks that the valleys had formed. These geographical characteristics of the peninsula were one of the qualities sought for the market places of the Byzantine period. Historical data also indicate this. The market places on the peninsula were taken under conservation with the long wall on the isthmus reconstructed against the attacks from the land in the era of Justinian. Written data show that Justinian had defensive structures constructed on the Peninsula, simultaneously with the “long wall”. However, this is not supported with archaeological data. This creates a serious problem primarily in understanding the military geography and defensive system of the Peninsula. To contribute to the settlement of this problem, at the first stage, it was intended to determine and document the defensive structures of the peninsula on the coast of the strait. At this stage, traces of the defensive structures in Gallipoli, Koila, Madytos and Eleius were detected and documented, respectively. In the present study, it was aimed to evaluate the archaeological data we detected in the Byzantine castle in Sestos-Akbaş on the Yalova Valley and the results we obtained from the archaeogeophysical studies.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.