Âşık Veysel’de Vahdet-i Vücut Anlayışı

Author:

Number of pages:
749-758
Language:
Year-Number:
2014-Volume 9 Issue 4

Yedi yaşında gözleri görmez olan Âşık Veysel, fıtratında mevcut olan şairlik yeteneğini geliştirecek ortamı Şarkışla yöresindeki âyin-i cemlerde ve âşık-saz şairlerinin meclislerinde bulmuştur. Sanatçı kişiliği, temeli Orta Asya’ya, Ahmet Yesevî ocağına kadar giden Alevî-Bektaşî geleneği içinde şekillenen Âşık Veysel, metafizik âlemi derinden tefekkür etmiş, tasavvufî-mistik ilhamlarını duru Türkçesi ile dile getirmiştir. O, Hz. Muhammet gibi, Yunus Emre gibi ümmîdir. Okuma yazması olmayan bir halk şairinin duyarak/işiterek tasavvuf ve özelde de “vahdet-i vücut” gibi hararetli tartışmalara sebep olmuş bir konuyu kendinden emin, doğru ifadelerle şiire taşıması, konuya vukufiyetinin göstergesi olduğu kadar sanatkâr şahsiyetinin de bir delilidir. Ayrıca tasavvufî algı ve geleneğin devamı konusunda halk ile halk şairleri arasındaki karşılıklı etkileşim ve iletişimin de bir işaretidir. Araştırmacılar, Âşık Veysel’in şiir ağacının kökü metafiziğe (fizik ötesine) yani tasavvufa dayandığını, bu ağacın gövdesinin sevgi şiirleri; dallarının ise sosyal konulu şiirler olduğunu belirtmektedir. Bu yazıda onun şiirlerinde kök mesabesinde olan tasavvuf, âşığın bu tasavvuf birikimini hangi kaynaklardan, hangi ortamlarda edindiği konusu ve tasavvuf içinde de özellikle “vahdet-i vücut” anlayışını yansıtan şiirleri üzerinde duruldu. Âşık Veysel’in şiirlerinde tasavvuf kendini, hem Mevlânâ ve Hacı Bektaş Veli gibi tasavvuf büyüklerine saygı belirten ve hem de “varlığın tekliği” (varlığın Tanrı varlığından ibaret olduğu) fikrini işlediği şiirlerde gösterir. Bu şiirler içinde de en tipik olanı “Ne sen var ne ben var bir tane Gaffar” redifli şiiridir. Tecelli nazariyesi ve ilahî aşkı dile getirdiği diğer şiirlerinde de bu anlayış doğrudan veya dolaylı olarak dile getirilir.

Keywords


Aşık Veysel who had been blind since seven years old, had got the favorable environment to improve poesy ability that he had already have in his nature, in Cem rite and minstrel-poet meetings in Şarkışla locality. Aşık Veysel whose artist personality was shaped in Alawite- Bektahsi tradition is based upon Central Asia, Ahmet Yesevi association, meditated upon metaphysic world and put in to words sufistic, mystic inspirations clearly in Turkish. He was illiterate like the prophet Muhammed and Yunus Emre. Treating in poetry by confidence and properly the subjects like sufism and unity of existence cause heated debates by an illiterate minstrel, is the evidence of his artist personality as well as having comprehensive knowledge of the subject. Also it is the sign of interaction and communication between minstrel and community about continuation of sufistic perception and tradition. Researchers are indicated that the root of Aşık Veysel's poem tree is based on metaphysic (beyond physics), mysticism, this tree's trunk is composed of love poems, this tree's branches are composed of social titled poems. In this article, ıt is focused on mysticism which is the worth of the root in his poems, this accumulation of the minstrel was obtained from which resources, in which environment and especially his poems that reflect on "unity of existence" approach in mysticsm. Mysticism in Asık Veysel's poems shows up itself both showing respect of Sufi elders like Mevlana and Hacı Bektas Veli and in his poems that stating the idea of "the uniqueness of existence". "Ne sen var ne ben var bir tane Gaffar" is the most typical poem in these poems. The theory of manifestation and this insight that mentioned

Keywords

Article Statistics

Number of reads 1,808
Number of downloads 460

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.