Çeviri, toplumsal bir iletişim eylemidir. İki farklı dil ve sosyo-kültür arasında anlam kapalıyken çeviri ile açık hale gelmektedir. Bu iletişim sürecinde çevirinin üretilmesi ve alımlanması yeni bir bağlamın oluşmasına neden olur ve bu yeni bağlamı bu sürece katılan tarafların konumları ve çıkarları etkiler. Bu durum yazılı ve sözlü çeviri için de böyledir. Çeviri sürecine katılan veya yararlanan çeviri paydaşları, kendilerine sunulan bilginin içeriğinden ve kalitesinden nasıl emin olabilirler? Çevirmenler, çeviri sürecine tarafsız ve sadık bir şekilde mi katılmaktadırlar? Çeviri uygulamaları incelenecek olursa, ‘kaydırma’ şeklinde gerekçelendirebileceğimiz müdahalelerinrin ötesinde çevirilerde bilinçli ve amaçlı müdahale örneklerinin de betimlendiği araştırmalar bulunmaktadır. Bu müdaheleler, etkisiz müdaheler midir yoksa bağlamın yeniden oluşturulduğu bu süreçte anlamı yönlendirmek için kullanılabilmektedirler mi? Çeviride müdahalenin odağında ise değişiklik vardır. Çeviride yapılan bu değişimler, gerekçelendirilen çeviri eylemleri midir? Bir çeviri olgusu olarak müdahalenin birçok yöntemi bulunmaktadır. Müdahale, anlamın yeni bir bağlam içinde ele alınması olarak da ele alınmaktadır. Çeviri paydaşları çevirinin bu yönüyle bir tür sembolik şiddete açık hale gelmektedir. Çeviri sürecinden yararlanan bu paydaşların özgürlüğünü nasıl ele alınabilir? Etik, bireyin davranışını yöneten ilkeler bütünü olarak çeviri sürecinde karar verme konusunda büyük bir rol oynar. Bu araştırmada uluslararası diplomasi örneğinde çeviri sürecinde müdahale kavramı, anlama etki eden nedenler ve “gerekçelendirilebilen müdahale” kavramı ele alınmaktadır.
Translation is a socially regulated act of communication. Therefore, it is a matter of making implicit meanings explicit across languages and socio-cultural systems. The relative interests and positions of the participants play a crucial part in contextualizing the production and reception of translation. How can the stakeholders involved in or benefitting from this process ever be sure of the content of the information they are exposed to? Are translators/interpreters subservient or impartial agents? There is reaserach that demonstrate acts of intervention in translation/interpreting in action. Are all acts of intervention innocent or are they ever used to manipulate meaning? Can they be justified? Apart from usual linguistic interventions made to provide an idiomatic translation through ‘shifts’, there are instances where translators intervene in a more conscious, conspicuous and purposeful way. Change is the focus of intervention in translation. Intervention as a translation phenomenon has many ways. It is also regarded as the re-contextualization of meaning. Those benefitting from translation are open to vulnerability, which is a kind of symbolic violence. How should the freedom of stakeholders be treated in translation? Ethics as a system of principles governing i
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.