Fârâbî ve İbn Sînâ’da Felsefe Tarihi Kurgusu ve İslâm’da Felsefenin Konumu

Author:

Number of pages:
901-926
Language:
Year-Number:
2014-Volume 9 Issue 4

Bu çalışmada, Ebû Nasr Fârâbî ve İbn Sînâ’ya ait felsefe tarihi kurgusu kapsamlı olarak incelenmekte ve İslâm medeniyetinde felsefenin kimliği soruşturulmaktadır. Öncelikle felsefenin son iki yüzyıl içerisinde edindiği anlam ve modern araştırmalarda İslâm felsefesine ilişkin bulgular tartışmaya açılmaktadır. İkinci olarak, “İslâm felsefesi” isimlendirmesi, tarihsel ve antropolojik gerekçeleriyle yeniden inşa edilmektedir. Üçüncü olarak, tarihte ilk defa Fârâbî’nin geliştirdiği felsefe tarihi yazımı betimlenmekte ve onda dillerin, bilimlerin, felsefenin ve dinin ortaya çıkışlarındaki aşamalılık verilmektedir. Bu filozof, din ile sadece İslâm’ı kastetmekte ve onda İslâm, insanın ulaştığı medeni yaşam anlamına gelmektedir. O, felsefe tarihi yazımını bir tür tarih felsefesi olarak kurmakta ve bir çeşit insanlık ve dünya tarihi anlatımına girişmektedir. Dilin, bilimlerin, felsefenin ve İslâm’ın ortaya çıkışı hiç aksamayan bir tarihsel zorunluluğun parçası olarak kabul edilmektedir. Antik Yunan felsefesi özelinde sadece Aristoteles’i yetkin filozof olarak onaylayan Fârâbî, bu tarih yazımı ile kendini daha üst bir konuma yerleştirmektedir. Fârâbî’nin yaptığı felsefi tahlil, modern tarih felsefelerini, dil tahlillerini ve Michel Foucault’nun “eleştirel ontoloji” dediği etkinliği çağrıştırmaktadır. İbn Sînâ, onun meydana getirdiği felsefe tarihi tasarımını onaylamakta ve daha ileri götürmektedir. İbn Sînâ’nın Aristoteles felsefesini yetersiz bulmasına tanık oluyoruz. Bu felsefi analizlerin ardından dördüncü olarak, felsefenin İslâm’da, bilimleri içeren bir akıl olarak bilinçli bir tarzda alınıp güncellendiğini ve onun uygulandığı İslâm’ın bir gerçeklik olarak kabul edildiğini görüyoruz.

Keywords


In this study, it is comprehensively examined the editing of the history of philosophy which has been belonged to Abu Nasr al-Fârâbî and Avicenna and investigated the identity of philosophy in Islamic civilization. Firstly, it is opened to debate the meaning of philosophy on which has been agreed for the last two centuries and the academic findings in modern studies which are related to Islamic philosophy. Secondly, the naming of “Islamic philosophy” is reconstructed with its historical and anthropological grounds. Thirdly, it is described the historiography of philosophy which has firstly developed in the history by al-Fârâbî and given the gradual developing in the emergence of language and sciences and philosophy and religion in it. This philosopher means only Islam with the religion and Islam means civil life which the people have reached. He imagines the historiography of philosophy as a kind of philosophy of history and sets about something like expression of the history of the human and the world. It is accepted the emergence of language and sciences and philosophy and Islam as an apodictic position of the progressive history. Al-Fârâbî approves of only Aristotle in the especially of Ancient Greek philosophy and it seems that he has placed himself a higher position. Al-Fârâbî’s philosophical analysis looks like modern philosophy of history and modern analysis of language and critical ontology which called by Michel Foucault. Avicenna approves of the idea of the history of philosophy which has created by him and helps to progress. We see Avicenna thinks that Aristotle’s philosophy is not sufficient. Fourthly, following this philosophical analysis, we see the philosophy in Islam as a systematical reason which includes the sciences. Then this systematical reason has taken consciously and made currently. Also Islam which the philosophy is carrying out seems like the reality.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 1,494
Number of downloads 659

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.