Debûsî şer’î hüccetlerden haberi, “meşhur haber” ve “garîb haber” şeklinde iki ana bölümde inceler. Meşhur haberlerden tevâtür derecesine ulaşanları “mütevâtir haber”; tevâtür derecesine ulaşmayıp insanlar arasında yaygın olarak bilinen haberleri ise “meşhur haber” diye isimlendirir. Debûsî’ye göre, mütevâtir haber, “haber verenin bizatihi kendisinden işitmiş gibi şüpheye yer olmayacak derecede, adeten yalan üzere birleşmeleri imkânsız olan topluluk tarafından muttasıl olarak aktarılan haberdir. Bu haberleri rivayet edenlerin Sahabe, Tabiûn ve Etbau’t-Tâbiîn dönemlerinde aynı özelliklere sahip olmaları ve farklı yerlerde ikamet etmeleri, yalan haberde birleşmelerini imkânsız hale getirmekte ve şüphe ihtimalini ortadan kaldırmaktadır. Debûsî, meşhur haberi, birinci tabakada ahad yolla rivatet edilip, ikinci ve üçüncü tabakada tevâtür yoluyla rivâyet edilen haber diye tanımlar. O, meşhur haberi ilim ifade etme açısından mütevatir ile haber-i vâhid arasına yerleştirir. Debûsî, haber kavramını mutlak olarak kullandığında, selefin reddetmediği ve meşhur haber seviyesine ulaşmayan haberi kasteder. O, bu tür haberleri haber-i vahid olarak değerlendirir ve “amel edilebilir olma” ve “sıhhat açısından” olmak üzere iki kısımda inceler. Haberin kendisinden daha kuvvetli bir delile muârız olmasını ve râvinin kendi rivayet ettiği haberi tekzibini o haberin zayıflığının göstergesi olarak değerlendirir. Diğer taraftan haber-i vâhidin hüccet olduğu yerleri izah eder. Biz bu makalede Debûsî’nin İslam hukukunun asli kaynaklarından olan haberi ele alış biçimini delilleriyle birlikte analiz etmeye çalışacağız.
Debusi, examines the report of canonical hujjah in two main sections as “al-khaber al-mashhur/the famous report” and “al-khaber al-garib/unfamiliar report. He
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.