Bu çalışmada tarihî süreçte Türk kimliği etrafında meydana gelen paradigmal değişiklikleri ele almaya çalıştık. Bu anlamda, Türk milletinin Orta-Asya steplerinde başlayan kültürel sürecinin İslâmlaşmayla birlikte orijinal yeni bir hüviyete kavuştuğu müşahede edilmektedir. Ruhsal olgunlaşmanın bir devamı olarak gördüğümüz bu özgün yapıyı, onun tarihsel paradigmasının birinci evresi olarak tez şeklinde isimlendirdik. Buradan hareketle, XVIII. Asırlarda başlayıp Tanzimat’ı müteakip Cumhuriyetle birlikte zirvesine ulaşan Batılılaşma veya Modernleşme sürecini, bunun karşısında yer alan bir anti-tez olarak değerlendirmek mümkündür. İçinde yaşadığımız zamanın ilmî, siyasî, ictimaî ve felsefî temel karakteristiği bağlamında ortaya çıkan üçüncü aşamayı ise, ilk iki dönemin bir sentez’i olarak görmek yanlış olmayacaktır. Bu son aşamada kimliğin özü, duyguların ürettiği mahallî kültürel değerlerle, aklî alandan gelen evrensel medeniyet değerlerinden oluşmaktadır. Böylece, Türk-İslâm kimliği ile modern Batı düşüncesi makul bir zeminde birleşerek Post-Modern Müslüman-Türk kimliği olarak ifade edilen yeni bir yapı ortaya çıkarmaktadır. Bunun sonucu Türk milleti, tabiatının iki temel boyutunu oluşturan duyu ve akıl bağlamında Doğu-Batı ekseninde tarihi süreçte ortaya çıkan kimliksel parçalanmışlığından kurtulacaktır. Buna göre daha önce olduğu gibi tek başına ne telkin, sempati veya duygusallığa dayanın kültür veya değerler sistemi ne de sadece akıl, irade veya zekâya dayalı medeniyet veya değerler tek başına bir ölçü olmayacak ancak bu iki alanı birleştiren daha kapsayıcı ve bütüncül bir anlayış öne çıkacaktır.
In this study, we tried to deal with the paradigmatic changes which have arisen around the Turkish identity, in the historical process. In this sense, it’s observed that the culturel process of Turkish nation, starting with the steppes of Central-Asia, gained an original new identity with Islamization. We named this original structure as thesis, as the first phase of its historical paradigm, considering as a follow up of spiritual maturity. From this point of view, it’s possible to evaluate that the process of Westernization or Modernization, starting with 18th centuries, following Tanzimat, reaching the peak with Republic, as an anti-thesis taking a stand against it. It will not be wrong to see the third stage, we live within, coming out in the the context of its scientific, political, sociological and philosophical main charasteristic, as a synthesis of the first two phases. In this final stage, the essence of the identity consists of the local culturel values produced by feelings with the universal civilizational ones coming from rational field. Hence, the Turkish-Islamic identity and the thought of modern West reveal a new structure which is called as Post-Modern Muslim-Turk identity getting together on a logical base. As a consequence of this, the Turkish nation, comprising of two main dimensions of its nature in context with sense and mind, will get free from the identical fragmentation, coming out in the historical process in the axis of East-West. According to this, neither culture or value stystems consisting in soul, inculcation or sympathy nor civilization and values bases on mind, willpower or intelligence as ıt has one-sided been before but a more comprehensive and integrative understanding combining these two fields will come to the fore.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.