Türk Dönemi Manisa Kenti ve Düşündürdükleri

Author:

Number of pages:
639-656
Language:
Year-Number:
2014-Volume 9 Issue 10

Osmanlı sürecinin “Şehzadeler Kenti” Manisa, Saruhanlı Beyliği ve Osmanlı dönemlerine ait mimari eserleri bir arada görebildiğimiz bir kent profili çizer. Eski adı Sipylos (Spil) olan dağın kuzey eteğinde, Gediz nehrinin geçtiği ovanın kenarında kurulmuş olan Manisa’nın güneyinde kentin İslam öncesi döneminden kalan iç kale ve daha alt seviyede Spil dağına paralel uzanan dış kale surları bulunur. Kuruluş tarihi kesin olarak bilinemeyen kentin en eski adı “Magnesia”dır. Bizans döneminde önemli bir askeri üs ve sonrasında piskoposluk merkezi haline gelen Manisa, 14. yüzyılın başlarında Saruhan Bey tarafından ele geçirilmesinin ardından Saruhanoğulları Beyliği’nin merkezi olarak anlam kazanır. Manisa ve çevresinde egemen olan Saruhanoğulları (1300-1410) ilk olarak I. Bayezid, sonrasında ise I. Bayezid’in oğlu I. Mehmed tarafından Osmanlı Beyliği topraklarına bağlanır. Sonraki süreçte “Saruhanlı Sancağı” olarak adlandırılan bu bölgenin eski merkezi Manisa ise Amasya’dan sonra diğer bir şehzade kenti olarak anlam kazanacaktır. Manisa’da Saruhanlı döneminden itibaren -İshak Çelebi ve Külliyesi ayrı tutulduğunda- şehre yön veren kişilerin sultan eşleri olduğu ve geleneğin İshak Çelebi’nin eşi Gülgün Hatun tarafından başlatıldığı söylenebilir. Bununla birlikte kentteki diğer sanat patronlarının sosyal konumları, Manisa ve Amasya olmak üzere iki şehzadeler kenti arasında bir öncelik farkı ortaya koyar. Bu bağlamda amacımız, Manisa’nın Saruhanoğlu döneminden itibaren kent olarak nasıl bir gelişim gösterdiğini belirleyerek, inşa ettirdikleri yapılarıyla bu gelişimde söz sahibi olan kişileri değerlendirmektir. Mimari analiz bu çalışmanın sonraki aşamasını oluşturduğundan yazımız kapsamına dahil edilmemiştir.

Keywords


In Manisa, nicknamed as the “City of the Princes” in the Ottoman Era, we can see a combination of architectural monuments from both Saruhanlı Principality and Ottoman periods. Manisa was founded on the north slopes of the Spil mountain formerly known as Sipylos; at the edge of the plain of the Gediz River. At the South of the City, there is an inner castle from pre-islamic period; and at a lower level outer walls running parallel to Spil mountain. The exact foundation date can not be known as the city's oldest name is "Magnesia". Byzantine period, Manisa was an important military base, and after that it became a bishopric city. After the conquest by Saruhan Bey in the early 14th century, Manisa became the center of Saruhanoglu Principality. Saruhanoglus had dominated in and around Manisa (1300-1410) until Bayezid 1st and later his son Mehmed 1st conquered the area and add to the lands of Otoman Principality. Then the region is referred as Saruhanlı County (sanjac); and its capital Manisa becomes a second “city of princes” after Amasya. Except for İshak Çelebi and his complex, it can be easly said that the city was shaped by women since the period of Saruhanli and such tradition was started by İshak Çelebi's wife Gülgün Hatun. However, the social positions of the other art employers expose a priority difference between the two “City of the Princes” as Amasya and Manisa. In this context, our goal is to determine how Manisa was developed as an urban center, from the beginning of the reign of Saruhanoglu era; and to evaluate people who have an arbiter of the development of the city by building various structures. Architectural analyzes constitute the next phase of this work, so they are not included in the scope of our text.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 1,248
Number of downloads 529

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.