Çanakkale Boğazı’ndaki Bizans kıyı şehirlerinin ortak özelliği boğaz kıyısında bir limana sahip olmalarıdır. Bu limanların yeri genelde Çanakkale Boğazı’na ulaşan akarsuların oluşturduğu vadilerin ağzıdır. Vadilerin ise Bizans döneminde yoğun iskan edildiği anlaşılmaktadır. Bizans döneminde yoğun iskan edilmiş vadilerden biri orta Boğaz bölümünün Anadolu kıyısındaki Rhodius (Sarıçay) Vadisidir. Rhodius, Kirazlıdağ, Aladağ ve Kayalıdağ’dan gelen derelerle beslenir. Uzunluğu yaklaşık 40 km.’dir ve boğazın orta bölümündeki en büyük vadidir. Atik Hisar önlerinden ovaya çıkar. Ovaya çıktığı yerin güneybatısında bir Bizans kalesi yeralır. Bu kale vadinin Bizans dönemindeki önemini gösterir. Dar tabanlı bir vadi karakterine sahiptir. Taşıdığı alüvyonlarla bugünkü Çanakkale’nin üzerinde geliştiği kıyı ovasını oluşturmuştur. Rhodius’un boğaza döküldüğü bölümde, dönem kaynaklarından büyük bir Bizans şehri olduğunu bildiğimiz Abydos yeralır. Abydos antik şehrine ait mimari veriler günümüze ulaşamamıştır. Ancak yüzey araştırmalarımızda vadinin aşaşğı bölümünde Bizans dönemine ait çok sayıda taş eser belgeledik. Bu eserler Abydos şehri ve vadinin aşağı bölümündeki diğer Bizans yerleşimlerinin niteliklerinin anlaşılmasına ve lokalizasyon sorunlarının çözümlenmesine katkı sağlayabilecek niteliktedir. Bu eserler arasında sütun ve paye başlıkları ile çifte sütuncelerin yanı sıra liturjik işlevle kullanılan ambon balkon levhasına ait bir parça ile templon paye ve levhaları bulunmaktadır. Bu çalışmada Rhodius vadisinin aşağı bölümünde tespit ettiğimiz mimari ve liturjik işleve sahip bu taş eserler, buluntu konumları ile birlikte değerlendirilecektir.
One of the common features of the Byzantine coastal cities and settlements in the Hellespont is that they had a natural port on the coast of the strait. These ports were generally located at the mouth of the valleys formed by the streams that reached the Hellespont. One of the important valleys is the Rhodius Valley on the Anatolian coast of the middle section of the Strait. Rhodius is nourished by the brooks coming from Kirazlıdağ, Aladağ and Kayalıdağ. Its length is approximately 40 km and it is the largest valley in the middle section of the strait. It reaches the plain via the front parts of Atik Hisar. There is a Byzantine castle in the southwest of the place where it reaches the plain. This castle shows the importance of the valley in the Byzantine period. It has the characteristics of a valley with a narrow floor. By the alluvia it had carried, it formed the coastal plain over which today’s Çanakkale developed. In the section where Rhodius-Sarıçay poured into the sea was the ancient city of Abydos which we know - from the resources of the period – had been a large Byzantine polis. The architectural ruins of the city of Abydos failed to reach the present day. However, during our surveys, we documented numerous stone works of the Byzantine period in the lower section of the valley. These works have the quality of contributing to the understanding of the qualities of the city of Abydos and of the other Byzantine settlements in the lower section of the valley and to the settlement of localization problems. In this study, the stone works with architectural and liturgical uses that we detected in the lower section of the Rhodius Valley will be evaluated together with their finding locations.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.