15-16. Yüzyıllarda Tuna Havzasında Tuzlalar Ve Tuz Hukuku

Author:

Number of pages:
1169-1183
Language:
Year-Number:
2014-Volume 9 Issue 4

Tuz madeni, elde edildiği bölge bakımından, devletler için son derece önemli stratejik doğal bir kaynaktır. Bu bakımdan zengin bir coğrafyaya sahip olan Osmanlı Devleti’nde, gerek Anadolu gerekse Rumeli taraflarında geniş tuzlalar bulunmaktadır. Temel tüketim maddelerinden olan tuz, insan hayatında önemli bir yer işgal etmektedir. Geçmişten günümüze, gıda maddelerinin korunmasından tutun da sanayiye kadar hemen hemen birçok alanda istifade edilen bir emtia olmuştur. Osmanlı Devleti, bu değerli madenin çıkarıldığı tuzlaları, diğer alanlarda olduğu gibi miri arazi statüsüne almıştır. Devletin tekelinde olan tuzlalarda, üretimi korumaya yönelik tuz yasaknameleri düzenlenmiştir. Osmanlı Devleti, koymuş olduğu kanunlarla gıda ve ticaret maddesi olan tuzun, hem taşınma hem de pazarlanma denetimini elinde tutmuştur. Tuz; Eflak, Erdel, Boğdan ve Macaristan topraklarından çıkarıldıktan sonra, Osmanlı’nın Tuna havzası ile birlikte İstanbul’a gönderilerek, reayanın ihtiyacı giderilmeye çalışılmıştır. Hatta İstanbul’da sarayda kullanılan tuz, Eflak topraklarından tedarik edilmiştir. Voyvodalıkların önde gelen gelir kaynakları arasında olan tuz, aynı zamanda Tuna iskelelerinin en önemli kazançları arasında yer almıştır. Devlet, uygulamaya aldığı bazı vergilerle birlikte özellikle tuz ya da tuzla hukukuna dikkat etmiştir. Kayıt dışı kazanç elde etmek amacıyla kaçakçılık yapan tacirlerin bu faaliyetlerini önlemeye yönelik hukuki düzenlemeler caydırıcı olmuştur. Osmanlı kanunnamelerini temel alarak yaptığımız bu çalışmamızda; 15-16. yüzyıllarda Tuna havzasındaki tuz üretimi, nakliyesi, ticareti, tuza yönelik vergiler, yasaknameler, tuzla hukuku, tuz alış-verişi ve kullanım alanı üzerinde durulmuştur.

Keywords


Salt mine is a natural strategic resource forthe states in terms of theregi on which they were obtained. In this regards, having a rich geography, the Ottoman State has had wide salts both in Anatolia and Rumelia. Salt, one of the basic consumer goods, occupies a significiant place in human life. From past to present, from the protection of food stuff to almost as many in the industry, the salt has been exploited in the area. It has been a commodity in lots of are as such as the protection of food stuffs, industry from the past to the present. The Ottoman State, kept under control by the laws of the salt the food and the commerce clause as well as the marketing and transportation. Salts after removal from Wallachia, Transylvania, Moldavia and Hungary was sent to İstanbul with the Danube basin and is tried to resolve the needs of the area. Even the salt used in the palace in İstanbul has been supplied from the territory of Wallachia. Voivodeship’s one of the lesding sources of income, the salt is also one the most significant gains of Danube quay. State put into practice some of the tax law with particular attention to salt or salts. In order to gain unregistered traffickers smuggling of legal regulations for the prevention of these activities have been a deterrent. The Ottoman State has taken salt areas in which are remevoed the precious metal as well as in other areas on the status of demense. State monopoly in salt production which is regulated to protect the salt was forbidden. The law banning salt which is in the hand of state monopoly has been arranged in order to protect salt production. The area which have been focused on comprising the production of salt in the Dunabe basin, its transportation, trade, taxes, it forbiddenig, salt law, the use of salt etc.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 1,304
Number of downloads 728

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.