XIX. yüzyıl başlarında Osmanlı Devleti, Avrupa Devletlerinin kendisine yönelik politikalarına karşı Amerika’yı yeni bir denge unsuru olarak görmüş, Amerika da Osmanlı Devleti ile ticaret yapmak ve Akdeniz ticaretinde yer almak için Osmanlı Devleti ile resmi olmayan ticari ilişkilere girmişti. İlişkiler Navarin olayından sonra resmiyete kavuşmuş, 1830’da Amerikan gemilerine Karadeniz’e çıkış hakkı, 5 Ekim 1831’de de Osmanlı-Amerikan ticaret anlaşması imzalanmıştı. Birinci Dünya Savaşı öncesinde ise, Türk-Amerikan ilişkileri çok sönük bir durumdaydı. Türk-Amerikan ilişkileri de, savaştan sonra ve Wilson Prensipleri çerçevesinde, Türk kamuoyunun Amerika’ya duyduğu ilgi ve savaş sonrası boşluğun doldurulması konusunda, Amerika’nın bölgeye yönelmesi nedeniyle canlanmıştı. 1917’de kesilen Türk-Amerikan ilişkileri, Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından sonra yeniden kuruldu. Amerika Türkiye’ye temsilci göndermeye karar verdi. Misyonerler ve sermaye çevreleri de Türkiye’ye dönmekte gecikmediler. Bu dönemde Türkiye’de görevlendirilen ilk Amerikan temsilcisi Lewis Heck, Aralık 1918’de göreve başladı. Aralık 1918’de Amerikan Doğu Akdeniz Donanması Komutanı Amiral Bristol da İstanbul’a gönderildi. Milli Mücadele içinde ticari ve ekonomik alanlarda canlı tutulmaya başlayan Türk-Amerikan İlişkileri, Lozan’da ikili anlaşma imzalanmasıyla belli bir istikrara kavuşmuş ve olumlu bir gelişme eğilimine girmişken, Amerikalı Ermenilerin tepkileri Amerikan Hükümeti’nin çekimser davranmasına sebep olmuştur.
At the first years of 19th century, Ottoman Empire considered America as a new equipoise against the aimed policies of the European States; and America entered informal commercial affairs with Ottoman Empire to trade with Ottoman Empire and play a role on Mediterranean trade. The relations became formal after the Navarin case; in 1830 the right of American ships to sail to Black Sea, and on 5 October 1831 Ottoman-American trade agreement were signed. But in pre-First World War period Turk-American relations were quite poor. After the war and as a part of Wilson Principals, on the subject of the interest of Turkish public opinion to America and filling the gaps of post-war period, Turk-American relations revived because of America’s turn to the region. Turk-American relations, which were cut in 1917, were started again after the sign of Mondros Ceasefire Agreement. America decided on sending representative to Turkey. Both missionaries and the capital vicinities were not late to turn Turkey. In this period Lewis Heck, the first representative who was sent to Turkey, started the duty on December, 1918. American East Mediterranean Navy Commander Admiral Bristol was sent to İstanbul, on December 1918. While Turk-American relations, which were began to be kept alive in commercial and economical area in National Struggle, reached the stability and showed a tendency to positive development via signing of a bilateral agreement in Lozan, the reaction of American Armenians caused American government to behave timidly.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.