İnsanoğlunun yaşamında yeme, içme gibi temel ihtiyaçlarından sonra gelen en önemli ihtiyaç barınma olmuştur. İlk insanların bu ihtiyacı öncelikle mağaralar, ağaç kovukları gibi doğal ortamları kullanarak çözdükleri görülür. Göçebe toplumlarda ise bu sorun çadır, otağ gibi taşınır elemanlara dönüşmüştür. Toprağı işleyerek yerleşik hayata geçen insan bu kez en yakınında bulduğu, taş, ağaç, daha sonra kerpiç gibi malzemelerle günümüzde ev ya da konut olarak adlandırılan mekânlar oluşturmaya başlamışlardır. Zamanla her medeniyet kendi yaşam felsefesine göre yaşadığı dış dünyaya şekil vermiştir. Araştırmanın konusu olan Türk Evi’nin de Tük toplumunun hayat felsefesine göre ve bulunduğu coğrafi şartlara, kültürel etkileşimlere, zaman ve mekâna göre şekillendiği anlaşılmaktadır. Ancak ev mimarisinde karşılaşılan en büyük açmazlardan birisi ise gerek malzeme, gerek mimari mirasımıza yeterince sahip çıkılamaması gibi nedenlerle günümüze ulaşan örnek sayısının oldukça azlığıdır. Türk Evinin tipolojisi konusunda birçok çalışma ve araştırma yapılmış ve yapılmaktadır. Bu çalışmada ise İmparatorluğun başkenti olması nedeniyle konut mimarisinde daha oturmuş üslupların temsil edildiği düşünülerek, vakfiyelerde geçen İstanbul’daki ev tanımları ele alınmıştır. 15.-19. yüzyıllara ait dönemlerden sondaj usulü ile seçilen 50’ye yakın vakfa ait vakfiye ve zeyllerde (ek vakfiye) geçen İstanbul’un değişik semtlerinde yer alan 200’ü aşkın ev tanımı esas alınmıştır Ev türleri, evlerde yer alan mekânlar, zamanla değişen mekân isimleri, sosyal çevre ve şehircilik, mimari ve malzeme açısından elde edilen verilere göre İstanbul’daki evler hakkında önemli bilgilere ulaşılmıştır.
After basic needs in human life such as eating, drinking, shelter has been one of the most important needs. It is seen that the first people are solved this need primarily using the natural environments such as caves and tree hollows. In nomadic societies, this need turned into movable elements such as tent (pavillion, marquee-otağ olarak) and tents. Then, people who started to settled life by cultivating the soil have begun to create new spaces; that time using stone, wood and brick which they found closest to themselves and built residential spaces called nowadays as home or housing. As time went on, each civilization has given way to the outside world once lived according to his own philosophy of life. As the subject of this study, it is understood that Turkish houses are also shaped by time and space according to the philosophy of the Turkish community, the geographical conditions and cultural interactions. However, one of the greatest dilemmas encountered in the architecture of the houses is the very small number of extant examples due to the reasons such as inability to claim both material and our architectural heritage. Many studies and researches on the typology of the Turkish House has been carried out and maintained. In this study, considering that, because it is the capital of the empire and also the more established residential architectural styles are represented in, the definitions of houses in Istanbul are discussed as included in the endowment deeds. House definitions more than 200 located in various districts of the Istanbul based on endowment deeds and additional endowment deeds of 15-19th centuries, from the very period selected by the method of drilling close to 50 in number is taken into consideration. With this study, according to data obtained relating to household types, the spaces in homes, time-varying spatial names, social environment and urbanism, architecture and material terms, we have reached important information about the houses in Istanbul.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.