Abdülhak Şinasi Hisar’dan İnce Bir Batılılaşma Eleştirisi: Ali Nizamî Beyin Alafrangalığı ve Şeyhliği

Author:

Number of pages:
291-296
Language:
Year-Number:
2014-Volume 9 Issue 6

Üst sınıf erkeklerin Batılılaşması, Tanzimat döneminden itibaren Türk romanında sıklıkla konu edilen meselelerden biridir. Şerif Mardin'in “Tanzimat’tan Sonra Aşırı Batılılaşma” adlı makalesinde "Bihruz Bey Sendromu" adını verdiği bu mesele, bir prototip doğurur: Alafranga erkek züppe. Ahmet Mithat Efendi’nin Felatun Bey ve Rakım Efendi’sindeki Felatun Bey, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Şıpsevdi’sindeki Meftun Bey ve elbette Recaizade Mahmut Ekrem’in Araba Sevdası’ndaki Bihruz Bey, bu prototipin en önemli örnekleri arasında yer alır. Abdülhak Şinasi Hisar’ın 1952’de yayımlanan ve bu türün devamı sayılabilecek romanlardan biri olan Ali Nizamî Beyin Alafrangalığı ve Şeyhliği'nde de aynı problemin ele alındığı görülür. Romanda, lüks ve gösterişli bir hayat yaşayan Ali Nizamî Bey’in akıl almaz müsrifliği neticesinde fakirleşerek her şeyini yitirmesi ve bundan sonra hayatının gidişatını büsbütün değiştirerek bir Bektaşi şeyhi oluşu anlatılmaktadır. Roman neredeyse bütünüyle bir erkek karakterin gelenek-modernlik ikileminde dünyayı algılayışı ve kendi hayatına bir şekil verme sancısı üzerine kuruludur. Bu çalışmada, Hisar'ın romanında Türkiye'deki Batılılaşma olgusuna nasıl yaklaşıldığı ve bu romanın kahramanı Ali Nizami Bey'in ne tür bir Batılılaşma örneği sergilediği incelenmektedir. Temel soru, romanda öne sürülen tezin ne olduğudur: Hidayete ermiş bir karakter üzerinden Batılılaşmanın doğru bir örneğini sunmak mı yoksa Tanzimat’tan beri bir türlü sonu gelmeyen kafa karışıklığının yol açtığı trajikomik neticeleri ortaya koymak mı? İncelememizde bu soruya cevap aranmaktadır.

Keywords


One of the popular issue in Turkish novel since Tanzimat years is the Westernization of upper class men. This issue that named as “Bihruz Bey syndrome” by Şerif Mardin in his article, “Excessive Westarnization After Tanzimat” brings a prototype: Western Style dandy. There are many examples to this prototype, like Felatun Bey in Felatun Bey ve Rakım Efendi by Ahmet Mithat Efendi, Meftun Bey in Şıpsevdi by Hüseyin Rahmi Gürpınar and of course Bihruz Bey in Araba Sevdası by Recaizade Mahmut Ekrem. Also Abdülhak Şinasi Hisar’s novel, Ali Nizami Bey’in Alafrangalığı ve Şeyhliği includes the same problem. As a story, we read a man who likes luxury and comfartable life. During the novel he gets poor for his generous and lost his capitals and becames a Bektaşi sheikh by changing his going on. This novel is completely based on a man’s perception of life and struggle to structure his life in modernitiy-tradition clash. In this article, it is analyzing that how the reader looks Turkish Westernization and how the main character, Ali Nizami Bey shows an example of Westernization. The essential question is what the thesis of this novel: To show a correctly sample with a character who coverted to Islam or to show a tragicomic results of endless ambiguity that has being since Tanzimat? It is studying to find an answer to this problem in this article.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 993
Number of downloads 752

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.