Modern Türk hikayeciliğin kurucusu olarak kabul edilen Sait Faik, klasik hikaye kurallarını yıkmış getirdiği yeniliklerle "kökü kendisinde olan" bir yazar olarak kabul edilir. Daha çok kendisinden yola çıkarak çevresindeki izlenimlerini anlatan yazar, insan gerçeğini anlamaya çalışmıştır. İnsanların yaşama biçimlerini, isteklerini, tasalarını, korkularını ve sevinçlerini irdeleyerek kendisine özgü bir tarz oluşturmayı başarmıştır. Hikayelerinde küçük insanı şiir kokusunda anlatır. Saraybosna'da doğan Miljenko Jergoviç adlı yazar da Sait Faik gibi hikayelerinde hayatı aşırılıklara kaçmadan şiir tadında ifade etmiştir. Akıcı bir dille olayları anlatırken başka insanların dikkat etmediği küçük unsurlara farklı anlamlar yükler. Farklı milletlere ait olmakla birlikte iki yazarın tekniği ve bakış açıları arasında benzerlikler gösterilmektedir. İkisi de çevredeki canlı cansız unsurları kullanarak hikayelerinin temasını oluştururlar. Her iki yazarın hikâyelerinde mekân önemli bir karakter olarak karşımıza çıkar. Yaşanılan mekânlar, şehirler, aynı zamanda hayat öykümüzün belgeleridir. Her şehir binlerce, milyonlarca hayat saklar. Aynı zamanda geleceğe dair hayalleri de barındırır. İnsanlar yaşadığı mekânlardan izler taşır aynı zamanda izler de bırakır. Mekânla insan arasında karşılıklı bir alış-veriş söz konusudur. Bu alışveriş sadece mekânla sınırlı olmayıp insanın çevresindeki her nesne her unsurla varolan bir alışveriştir. Jergoviç'in hikâyelerinde Saraybosna'yı ele alış biçimi ile Sait Faik'in İstanbul'u ele alışı bakımından benzerlikler gösterir. Her iki yazarın hikâyelerinde şehir, olayların arka fonunda her zaman kendisini hisettirir. Okuyucu mekânı unuttuğu anda şehir yine karşımıza çıkar. Eserlerinde trajedileri göremeyiz. Miljenko Jergoviç, Bosna savaşını hikayelerinde konu ederken dahi savaşın arka planındaki sıradan günlük hayatın fotoğrafını bize verir. Sait Faik ve Miljenko Jergoviç, yaşamın sahnelerini böylece küçük fotoğraflarla betimler.
Sait Faik, accepted as the founder of modern Turkish story writing terminated the old rules of story writing and he was accepted as the writer whose root is in his hands because of the innovations he made in story writing. He mostly wrote about impressions he captured from the things happening around himself by using his inner creative strength and tried to understand human factor.He managed to create his own writing style by examining and studying the way of living of human, their wishes, fears, worries and joys. In his stories he told the daily man poetically.Miljenko Jergovic, born in Sarajova,tells the life poetically without extremes like Sait Faik. While telling the events in a fluent way,He gives different meanings to unimportant things which other people don’t recognise. It is stated that there are similarities between the writing style and point of view of these story writers although they were from two different nations. They created the theme of their stories using inanimate and living things around. Place comes out as an important character in both writer's stories.Places in which we lived and cities are also an important element of our life story.Every city hides thousands , millions of lives in them.At the same time they accomadate dreams from futures.The place where people live have an impact on them and they have also an impact on places.Place and people interact with each other.People's interaction is not only limited with place but also with objects and things.There is great similarity between how Sait Faik uses İstanbul and how Jergoviç uses Saraybosna in their stories.Cities have a great effect in both writer's stories in the background.Whenever readers forget about the city, it reminds readers of itself. We cannot see tragedies in their stories. Even Miljenko Jergoviç wrote about the Bosnian war,he gave us the picture of ordinary life behind the war scenes.They described sceneries of life with little pictures.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.