Türk şiirinin güçlü seslerinden olan Mevlânâ Şeyhî, Divan şiirinin temellerinin atıldığı 15. yüzyılda yaşadı. 15. yüzyılda Anadolu’da güçlü bir tasavvuf kültürü hakimdi. Bu yüzden söz konusu yüzyılda her şairin tasavvufî remizlerden az veya çok istifade ettiğini görüyoruz. Fakat onların içerisinde öyle bir şair vardı ki âşıkâne ve rindâne üslubuyla, tam bir yerli söyleyişle tasavvufu şiirinde yoğurmuş, bunları İran kökenli mazmunlarla birleştirerek estetiğin büyülü havasında eritebilmiştir. Aslında ona tasavvuftan istifade etti demek çok yanlıştır. O, tasavvufu bizzat yaşamış mutasavvıf bir şairdir. Şiirin tasavvufla en fazla yoğrulduğu bir dönemde yaşayan Şeyhî, Hacı Bayram-ı Velî’nin müridi, bazı kaynakların beyanına göre de onun Kütahya halifesidir. Yaşayış olarak Bayramî olan Şeyhî, mecâzî aşkında Selmân-ı Sâveci ve Hâfız-ı Şirâzî’den etkilenmiştir. Şeyhî’deki tasavvuf, Yunus Emre veya Eşrefoğlu Rumî’deki gibi değildir. Her iki mutasavvıftaki didaktik söyleyişe çalan üslubu, Şeyhî’de bulamayız. Onun şiirlerinde rindâne ve âşıkâne eda iç içedir. Ham sofulara yani zâhidlere karşı rindlerin yanında yer almış fakat zâhidleri ifade ederken çok sert davranmamıştır. Kanaatimizce bu tercih, ciddi bir Bayramî oluşundan kaynaklanır. Bazı kaynaklar, onun Nesimî ile Bursa’da görüştüğünü belirtirler. Fakat, Nesimî’nin keskin diline ve ironik üslubuna onda rastlanmaz. Bu çıkarımları, daha çok gazellerini dikkate alarak yapıyoruz. Anahtar Kelimeler: Şeyhî, tasavvuf, gazel, üslup.
Mevlana Şeyhi who is being one of the powerful sound of Turkish poetry has lived in the 15 th century when the fundamentals of
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.