Yazımız Kur’ân’da sıkça geçen gaib –hû zamirinin mercii hakkındadır. Çalışmamızda tipik bir örnek olarak Bakara Suresi’nin 146. ayetindeki –hû zamirinin merciini inceledik. Kur’an tefsirleri, söz konusu zamirin kaynağı hakkındaki farklı görüşlere, hatta tartışmalara yer vermektedir. Bu farklılık ve tartışmaları görebilmek için tefsirlere bütüncül olarak bakılması gerekmektedir. Tefsir sahasında uzman olanlar, zamiri farklı mercilere göndermenin ne denli bir yanlış anlamaya yol açacağını çok iyi bilmektedirler. Zira zamirin hangi merciye gönderileceği konusu her zaman sanıldığı kadar kolay olmamaktadır. Dilbilimciler ve tefsirciler zamirin kaynağı ile ilgili olarak bir takım kurallar geliştirmişlerdir. Ancak, bu kurallar her zaman işletilebilir olmadıkları gibi, bütün alimler tarafından benimsenmiş de değillerdir. Makalemizde tefsirler arası kronolojik ve karşılaştırmalı bir çalışma yapmaya gayret ettik. İlk yazılı tefsirin sahibi olarak bilinen Mukatil b. Süleyman’ı başlangıç noktası olarak kabul ettik. Hemen hemen her asırdan bir ya da birkaç tefsiri inceledik. Asrımızdan da birkaç tefsire yer verdik. Türkçe tefsirlerdeki durumu göstermesi yönüyle Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirini inceledik. Eserleri rastgele seçmedik. Aksine, filolojik açıklamalara yer verenler ve en meşhur olanları tercih ettik. Kronolojik ve mukayeseli çalışmamız, tefsirlerde parçalı halde bulunan açıklamaları ve bunların dayanaklarını görmemizi kolaylaştırmıştır. Aynı çalışmanın bir benzerini Türkçe Kur’an mealleri üzerinden de gerçekleştirmek mümkündür. Çünkü tefsirlerdeki zamirin mercii yaklaşımının bir benzeri meallerde görülmektedir.
Our article is about the unseen pronoun of -hû that writting frequently in the Qur’an. We investigated in our study the source of the pronoun of –hû that writting in Sûrat al-Baqara’s 146. verse, textbook example. The exegesis of Qur’an contain the different opinions, even discussions on the source of aforesaid pronoun. To see theese differences and discussions should be viewed as a holistic commentaries. Who are experties in the field of exegesis aware of referring to pronouns of different sources how lead the misunderstanding. Because the subject of pronoun of which will be sent to the source is not as easy as it seems. Linguists and exegetes have developed a set of rules regarding the source of pronouns. However, these rules are not always as they can run, they are not adopted by all scholars. In our articles we tried to make a comparative and chronological study in the commentaries. We accepted Mukhatil b. Salomon, considered to be owner of the first written commentary, the starting point. Almost we have studied from every century one or a few exegegis. We have investigadet a few exegesis in our century, too. We examined Hamdi Yazır’s commentary in terms of Turkish commentary. Wee did not select the works randomly. On the contrary, we have prefered that they include the philological explanations and the most famous ones. Our chronological and comparative study have been easy to see the pieced explanation and foundations of these that they located in exegesis. In the same study also possible to carry out on Turkish translatings of Qur’an.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.