İnsanlık tarihine baktığımız zaman, insan ve dil gerçeğinin birbirinden ayrılmayan iki önemli unsur olduğunu görürüz. Çünkü birinin varlığı diğerini gerektirmektedir. İnsanda ne varsa onun tezahürü (ortaya çıkması) ancak onun iletişim sistemi dil ile gerçekleşmektedir. Fransız dilbilimci Luis J. Prieto, “Mesajlar ve Göstergeler ” adlı eserinin giriş bölümünde, “Dilin yaratılması için önce insanın yaratılması gerekti ise de insanın ne olduğunun anlaşılması ancak dilin yaratılmasıyla mümkün olmuştur” (Mounin, 1974: 21) demektedir. Konuya bu noktadan bakınca ister istemez insanın aklına dilin ne zaman, nasıl oluştuğu soruları gelmektedir. Eski ve Yeni Ahit gibi Kutsal Kitaplar, Tanrının ilk Adem'i yarattığını ve sonra ona evrendeki varlıkların isimlerini öğrettiğini ortaya koymuştur ve kendisinin bilinmesini isteyen Tanrı iletişimi etkin kılmıştır. Roman Jakobson'un altı faktör iletişim şemasının iki sisteminde Kutsal iletişim sistemi ve insan iletişim sistemi arasında bir paralellik olduğunu görüyoruz.1) Mesajı gönderen, 2) Mesajı Alan, 3) Mesaj, 4) Kod, 5) İletişim Kanalı. İlahi düzeyde, ilk iletişim Tanrı ve Adem arasında, insan iletişiminde de Adem ve eşi Havva arasında gerçekleşmiştir. Her iki iletişim türünde de, dil insanlara öğretilmiştir. Bu doğuştan gelen bir özellik değildir. İnsanlar doğdukları zaman dil hakkında hiçbir fikirleri olmaz ve Adem’in yaptığı gibi öğrenirler. Yaşadığı çevreyle birlikte bazı fikirler edinir. Dilin belirtileri sosyal ortamlarda kendi doğası ve koşullarına bağlı olarak doğan, yaşayan organizmalar gibi ortaya çıkar ve gelişir.
In this article, we have studied two aspects of language: Divine and human aspects. Considering the history of mankind, we see that human and language are inseparable because the presence of each is dependent on the existence of the other. Whatever in human beings can only become apparent through language, which is a system of communication. In the introduction part of “Messages and Signals”, Luis J. Prieto says: “Although the creation of human being was prerequisite for the creation of language, it proved possible to understand what human is only through the creation of language”. Considering the issue from this perspective, the questions how and when language was formed first come up involuntarily. The study of Holy Books like Old and New Testament has revealed that the God created Adam first and then taught him the names of the beings in the universe, so that the Creator, who wanted to be known, enabled the Divine Communication. There is a parallelism between the system of Divine communication and the system of human communication in that we see Roman Jakobson’s six factor communication schema in both systems: 1) Sender of the message 2) Receiver of the message 3) Message 4) Code 5) Communication channel 6) Reference. In Divine level, the first communication occurred between the Creator and Adam, and the first human communication was made between Adam and his wife Eve. In both forms of communication, language was taught to Human beings. It is not an inborn peculiarity. Humans have no idea about what language is when they are born, and a newborn child first learns language just as Adam did. Then he/she gets idea about himself / herself and the social environment where he/she lives. Language signals which occur and develop in social environments are just like living organisms that are born, develop and disappear, depending on their nature and conditions.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.