Fransa ile Türkiye’nin, temeli yüzyıllar öncesine dayanan ilişkileri olmuştur. Bu ilişkiler geçmişten farklı bir şekilde bugün de devam etmektedir. Bir arada yaşayan veya birbirleri ile herhangi bir şekilde ilişkisi bulunan insanların dil yönünden karşılıklı olarak etkilenmeleri kaçınılmazdır. Bu yüzden, insanlar ve ülkeler arasındaki her türlü alışverişte dilin önemli bir payı vardır. Avrupa ve Türkiye hem tarihî gerçekler hem de mevcut koşullar dolayısyla iç içe yaşamak zorunda olduklarından birbirlerinin dillerini iyi bilmeleri gerekir. Türkiye’de okullarda yabancı dil olarak Avrupa dillerine yer verilmektedir. Özellikle Fransızca Osmanlı’dan beri okullarımızda yabancı dil olarak okutulmaktadır. Türkiye’de 1773 yılında açılan Mühendishane-i Bahri-i Hümayun ile 1796 yılında kurulan Mühendishane-i Berri-i Hümayun okullarında ilk Fransızca dersleri konmuştur. Yaşayan diller listesine 1994 yılında Türkçenin de eklenmesiyle dilimizin Fransız ilk ve orta öğretim kurumlarında seçmeli yabancı dil olarak okutulması ilişkilerimizin daha da gelişmesine yol açacaktır. Fransa’da Türk dilinin öğretimi, ilk defa, Fransız devlet adamı Colbert tarafından başlatılır. Osmanlı tebâsı arasından tercüman yetiştirilmek amacıyla, toplanan 9 yaşındaki Ermeni, Rum, Süryani... çocukları İstanbul’a gönderilerek Beyoğlu’ndaki manastırda eğitilir. Bu kurum Dil Oğlanları Okulu adıyla bilinir. Bu çocuklara Türkçelerini geliştirmeleri için verilen derslerin yanında diplomatlık mesleği de öğretilir. Hem tercümanlık yapan, hem de Türk-Fransız ilişkilerini yürüten bu kişilere dil oğlanları denir. 1789 Fransız Devrimi ile Dil Oğlanları Okulu ortadan kaldırılır. 1790 yılında çıkarılan bir yasa ile, Milli Kütüphane bünyesinde, yaşayan doğu dillerini öğretmenin ticarî ve siyasî açıdan yararlı olacağı savıyla, yeni bir okulun açılmasına karar verilir: Milli Kütüphane Doğu Dilleri Özel Okulu ( Ecole Spéciale de Langues Orientales à la Bibliothèque Nationale. ). 27 Ekim 1795’te açılan, yeni durum ve şartlara uygun dil eğitim ve öğretimi yapan bu kurum ile Fransız şarkiyatçılığının geleceği belirlenir. 1820 yılında ise, Büyük Louis Kraliyet Okulu (College royal de Louis-le-Grand ) adıyla yeni bir eğitim öğretim kurumu açılır. Bu gün, Fransa’da Türk dilinin eğitim ve öğretimi üç biçimde gerçekleşmektedir. Birincisi, ana dili kültürü çerçevesinde Türkiye Devleti tarafından gönderilen öğretmenlerce yapılan ilk ve orta öğretimde okuyan Türk göçmen çocuklarının kendi dillerini unutmaması ve dönüşte ait oldukları kültürle uyuşmazlığa düşmemesi amacıyla 1980’lerde başlayan Ana Dili ve Türk Kültürü dersleridir. İkincisi, Fransa’da okutulan “yaşayan diller” arasından zorunlu yabancı dil olarak ilk ve orta öğretimdeki öğrencilerin seçebilecekleri ikinci veya üçüncü yabancı dil Türkçe dersleridir. Üçüncüsü ise, Fransız yükseköğretim kurumlarında Fransa Devleti’nin ihtiyaçlarını karşılamak hedefine yönelik Paris’te, Doğu Dilleri ve Uygarlıkları Enstitüsü bünyesinde Avrasya Bölümü’ndeki Türklük Araştırmaları Birimi veya bazı üniversitelerin Türk Dili ve Tarihi alanında uzman yetiştirmek için kurdukları bölümler olarak karşımıza çıkmaktadır. Biz bildirimizde, Fransız üniversitelerindeki Türk dili ve uygarlığı bölümleri ile Türk üniversitelerinin Fransız Dili ve Edebiyatı /Eğitimi bölümlerindeki öğretimi karşılaştıracağız.
France and Turkey have had a long-established relationship for centuries. These relationships are still continuing in nowadays. People, who live together or who have a relationship in anyway, affect each other’s language unavoidably. That’s why language seems to be the most important element in transactions between people and societies. Europe an Turkey both should know each other’s language because of current situations like living together. In Turkey schools European languages are taught as compulsory foreign languages. Especially French have been taught since Ottoman Empire times. In Turkey schools of Mühendishane-i Bahri-i Hümayun which was founded in 1773 and Mühendishane-i Berri-i Hümayun which was founded in 1773 were the first schools given French language lessons. In 1994 Turkish was added on the list of modern language and was taught in primary schools and high schools in France. In parallel with this development, Turkish and French relations will develop. Turkish teaching in France was begun by French politician Colbert. 9 year old Ottoman citizen Non-Muslim children were educated in a minster in Beyoglu as translators. This school was called as Ecole des Enfants de Langue d’Istanbul. This children was educated in foreign languages and diplomacy. Finally they became both translator and diplomat and they called as “Enfants de Langue”. In 1789 with French Revolution “Ecole des Enfants de Langue” was closed. In 1790 with a statute a new school was founded under the National Library in contemplation of benefits in trade and politics: Ecole Spéciale de Langues Orientales à la Bibliothèque Nationale. This school founded in 27 October 1795 and it was the most important institute for Oriental studies in France. In 1820 a new school founded whose name was College royal de Louis-le-Grand. Nowadays in France Turkish is taught in three different ways. First, Turkish is taught as part of mother tongue and culture teaching by Turkish Language teachers from Turkey. Second is, as part of “modern languages teaching” in primary, secondary or high school as a compulsory second or third foreign language. Third is, in tertiary education degrees for provide France Republic’s requirement like Eurasia Department under the section of Oriental Language and Culture in Paris or Turkish Language and Literature departments in other universities. In this study Turkish Language and civilization departments in France and French Language and Literature / Teaching department in Turkey have been compared.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.